Mülkiyet ve Güvenlik Bölümü Makale KoleksiyonuMülkiyet ve Güvenlik Bölümü'ne ait Makale Koleksiyonuhttp://hdl.handle.net/11772/15782024-03-29T01:11:24Z2024-03-29T01:11:24ZÇay hasadında uluslararası işgücü göçü: Pandemi öncesi Artvin ili örneğiAslan, Hasanhttp://hdl.handle.net/11772/67422022-03-30T06:50:26Z2021-12-01T00:00:00ZÇay hasadında uluslararası işgücü göçü: Pandemi öncesi Artvin ili örneği
Aslan, Hasan
Mevsimlik işgücü göçü, özellikle sınır bölgelerinde ulus devlet sınırlarını aşan boyutlara ulaşabilmektedir. Gürcistan’dan Türkiye’ye çay hasadı için göç eden işgücü bu göç türüne bir örnektir. Mevsimlik Gürcü işgücü göçünün karakteristik özellikleri çoğunlukla düzensiz, döngüsel ve geçici olmasıdır. Bu araştırmanın amacı, sınır bölgesinde neden ve ne zamandır yabancı mevsimlik işgücüne ihtiyaç duyulduğunu saptamaktır. Araştırma amacına ulaşmak için on çay üreticisi (işveren) ve dokuz Gürcü çay işçisi ile derinlemesine mülakat gerçekleştirilmiştir. Hopa’da yapılan bu görüşmeler dışında Hopa, Kemalpaşa ve Arhavi’de işçilerin evleri, toplanma yerleri ve çay tarlalarında gözlemler yapılmıştır. Bulgular, çay üreticilerinin ekonomik refah artışıyla birlikte çay hasadında işgücü talep etmesi ve SSCB’nin dağılmasından sonra Gürcistan’da yaşanan ekonomik sorunlara bağlı olarak mevsimlik işgücü arzının artmasının birbirine sıkı şekilde bağlı olduğu yönündedir. Buna rağmen Gürcü işçiler, işgücü piyasasına yasal olarak girmemekte/
girememekte ve düzensiz göçmen olarak istihdam edilmektedirler.; Seasonal labor migration can reach dimensions transcending the boundaries of nation state, especially in border regions. The labor migration from Georgia to Turkey for the tea harvest is an example of this migration type. The characteristic features of seasonal Georgian labor migration are often being irregular, circular and temporary. The purpose of this study is to determine why and when the foreign seasonal workforce is needed in the border region. Indepth interviews were conducted with ten tea garden owners (employers) and nine Georgian tea workers to achieve the purpose of the study. Apart from these interviews held in Hopa, observations were made in the houses of the workers, meeting places of the workers and tea fields in Hopa, Kemalpaşa and Arhavi. Findings suggest that tea producers are firmly depended on to the demand for labor in tea harvest with the increase in economic prosperity and the increase in seasonal labor supply due to economic problems in Georgia after the collapse of the USSR. Nevertheless, Georgian workers don’t/can’t legally enter the labor market and are employed as irregular migrants.
2021-12-01T00:00:00ZEv-eksenli çalışan kadınların sosyal ve ekonomik hayatlarına ilişkin bir saha araştırması: Denizli ili örneğiAslan, Hasanhttp://hdl.handle.net/11772/66322021-03-12T06:46:14Z2016-06-01T00:00:00ZEv-eksenli çalışan kadınların sosyal ve ekonomik hayatlarına ilişkin bir saha araştırması: Denizli ili örneği
Aslan, Hasan
Ev-eksenli çalışma, hane içi işleri yürütmek ve aile gelirine katkıda bulunmak amacıyla özellikle kadınlar arasında yaygın olarak görülen bir çalışma biçimidir. Bu çalışmada Denizli ili özelinde tekstil veya tekstil yan sanayinde bir fason işverene bağlı olarak çalışan kadınlar ile herhangi bir işverenden bağımsız olarak çalışan kadınların sosyo-ekonomik hayatlarını karşılaştırmak hedeflenmiştir. Bu bağlamda kadınlar, iki grupta, niçin böyle bir çalışma türünü tercih ettikleri, işin kendilerine olumlu ve olumsuz etkileri, haneye giren ek kazancın boyutu, sosyal hayatlarının durumu gibi konular ekseninde karşılaştırılarak mevcut durumları tespit edilmiştir. Bulgular ortak yönlerle beraber farklı yönler de olduğu yönündedir. En önemli ortak özellik kayıtdışılıkken yapılan işin niteliği ve çeşitliliği, sosyal hayat algısı, aile içi işlerde yardımlaşma gibi konularda farklılıklar tespit edilmiştir.; Home-based work is especially seen among the women to carry out houseworks and contribute to their household income. In this study, the aim is to compare socio-economic lives between two groups, the women who work for subcontractor employer and the women who work as self-employed in textile and textile supplier sector, particularly in Denizli. In this context, why the women in two groups prefer the informal employment, the disadvantages and profits of these jobs, the statuses of social life, etc. are compared and the current situations are determined. The most significant feature is informalisation. On the other hand the differences were discovered about the quality and variety of work, social life perception, contribution to house-work, etc.
2016-06-01T00:00:00ZTürkiye işgücü piyasasında engelli istihdamına yönelik ayrımcılık: Talep yönlü bir analizAslan, HasanKaraalp-Orhan, Hacer Simayhttp://hdl.handle.net/11772/66312021-03-12T06:41:49Z2021-01-01T00:00:00ZTürkiye işgücü piyasasında engelli istihdamına yönelik ayrımcılık: Talep yönlü bir analiz
Aslan, Hasan; Karaalp-Orhan, Hacer Simay
Engelliler, işgücü piyasasında işe giriş, terfi, ücret, eğitim alma gibi birçok alanda önyargılar ve üretkenliklerinin düşük olması algıları dolayısıyla ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Bu çalışmada engellilerin, işgücü talebi (işveren) tarafından ayrımcılığa maruz kalıp kalmadığını tespit etmek amaçlanmaktadır. Bu amaçla çalışmada 2018 yılı Türkiye İş Kurumu özel sektör açık iş ilanı verileri kullanılmıştır. İşverenlerin engelli ve normal işgücüne yönelik talebi iller, ücretler, sektörler, meslekler, ana faaliyetler, NACE Rev.2 alt faaliyetler, eğitim düzeyi, cinsiyet ve yaş açısından sıklık ve yüzdeler analiziyle karşılaştırılarak incelenmiştir. Çalışmanın bulgularına göre, engelli işgücü talebi toplam işgücü talebinin %5,5’ini oluşturmaktadır. Engelli işgücüne talep normal işgücündeki gibi en çok hizmetler sektöründe (%59,6) gerçekleşmiştir. Engelli işgücüne olan talebin en fazla konaklama faaliyetinden (%20,58) kaynaklandığı ve bu talebin eğitim düzeyi (%98,35 ortaöğretim ve altı) ve nitelik bakımından düşük işlere (yaklaşık %75’i “beden işçisi(genel)”) yönelik olduğu tespit edilmiştir. İşgücü piyasasının engellilere sunmuş olduğu meslekler tek tip, düşük ücretli ve vasıfsız olup kısıtlı faaliyet alanlarında dağılmaktadır. İşgücü talebine ilişkin verilerin kullanıldığı bu çalışmanın engelli istihdamına yönelik arz yönlü araştırmaları destekleyeceği düşünülmektedir.; Disabled people are exposed to discrimination in the labor market due to prejudices and perceptions of low productivity in a wide range of areas such as employment, promotion, wages, and training. In this study, it is aimed to determine whether disabled people are exposed to discrimination by labour demand (employer). For this purpose, vacancy announcements in the private sector according to Turkish Employment Agency data in 2018 are used in the study. Labour demand for the disabled and non-disabled people was analyzed by comparing with frequency and percentage analysis in terms of provinces, wages, sectors, professions, main economic activities and NACE Rev.2 subactivities, education level, gender and age. According to the findings of the study, the demand for disabled people accounts for 5.5% of the total labour demand. As in the nondisabled labour, the demand for the disabled labour is mostly in the services sector (59.6%). It has been determined that the demand for disabled labour mostly originates from accommodation activities (20.58%) and this demand is for jobs with low education level (98.35% secondary education and below) and qualification (about 75% "manual workers (general)"). The occupations offered by the labor market to the disabled are uniform, low-paid, and unskilled, and are distributed in limited areas of activity. It is thought that this study, which uses data on labour demand, will support supply-side studies on the employment of disabled people.
2021-01-01T00:00:00ZCovid-19 pandemisine yönelik hazırlanan erken dönem sosyal koruma tedbirlerinin karşılaştırmalı bir analiziAslan, Hasanhttp://hdl.handle.net/11772/66302021-03-12T06:36:12Z2020-12-01T00:00:00ZCovid-19 pandemisine yönelik hazırlanan erken dönem sosyal koruma tedbirlerinin karşılaştırmalı bir analizi
Aslan, Hasan
2020 yılının ilk çeyreğinde dünya ülkelerini etkisi altına alan Covid-19 pandemisi, başta sağlık olmak üzere birçok alanda olumsuz sonuçlara sebep olmuştur. Yaşanan sağlık krizinin hemen arkasından istihdamı ve sosyal yaşamı derinden etkileyen bir sosyoekonomik dönüşüm başlamıştır. Tipik istihdam biçimlerinde değişim olmuş, atipik istihdam biçimleri önem kazanmış, kimi sektörler önemli düzeyde gelir kaybı yaşamış, işverenler işyerlerini kapatmak veya çalışma sürelerini azaltmak zorunda kalmıştır. İşverenleri ve çalışma ilişkilerini etkileyen bu süreç işgücünün de işini kaybetmesine veya çalışma sürelerinin azaltılmasına sebep olmuştur. Devletler ise hem işçileri hem de işverenleri krizden korumak için işsizlik ödeneği ve kısa çalışma ödeneği haklarını genişletmiş ve basitleştirmiş, sosyal güvenlik prim katkılarının ödenmesini ertelemiş, düşük faizli kredi imkanları sunmuştur. Bununla birlikte genel sağlığı koruyucu sağlık harcamalarında önemli harcamalar yapılmış, savunmasız kesimlere yönelik sosyal yardımlar artırılmış, yeni sosyal hizmet uygulamaları ortaya çıkarılmıştır. Bu çalışmada pandemiden en fazla etkilenen ülkelerin erken dönem sosyal koruma tedbirlerine ve evrensel genel sağlık hizmetleri ile temel gelirin önemi üzerine odaklanılmıştır.; The Covid-19 pandemic, which influenced world countries in the first quarter of 2020, caused negative results in many areas, firstly in health. Immediately after the health crisis, a socioeconomic transformation has started, which deeply affects employment and social life. Standard employment has changed, atypical work has become increasingly important, some sectors suffered a significant loss of income, and employers had to close their workplaces and/or reduce working hours. This process, which affects employers and labour relations, has caused the labour to lose their jobs or to decrease their working hours. Governments, on the other hand, to protect both workers and employers from the crisis expanded and simplified their unemployment benefit and short-time work benefit schemes, deferred the payment of social security contributions, and offered low-interest loans. In addition to this, significant increases have made in general health expenditures to protect public health, social assistance for vulnerable people has been increased and new social work practices have been introduced. This study focuses on the early social protection measures of the countries most affected by the pandemic and the importance of universal general health services and basic income.
2020-12-01T00:00:00Z