Tarih Bölümü Kitap KoleksiyonuTarih Bölümü'ne ait kitap çalışmalarını içerirhttp://hdl.handle.net/11772/7252024-03-29T01:54:19Z2024-03-29T01:54:19ZBartın'da 8 Nisan Gazi Günü kutlamalarıÜnal, Yenalhttp://hdl.handle.net/11772/162502023-12-05T11:11:30Z2023-09-15T00:00:00ZBartın'da 8 Nisan Gazi Günü kutlamaları
Ünal, Yenal
Namal, Yücel
Bartın’da 8 Nisan 1932 tarihinden günümüze kadar her yılın 8 Nisanı’nda kutlanan “Gazi Günü”nün yukarıda ifade edilen Atatürk İlke ve İnkılaplarıyla doğrudan bir alakası vardır. 8 Nisan “Gazi Günü” anma ve kutlamaları genç nesillere Mustafa Kemal Atatürk döneminde ortaya koyulan büyük yenileşme çabalarını anlatmak ve onun altı temel ilkede toplanan büyük hedeflerini hatırlatmak amacıyla tespit edilmiş sembolik bir tarihtir. 8 Nisan “Gazi Günü” kutlamaları Mustafa Kemal Atatürk’ün başyaveri ve o dönem için Bolu Milletvekili olan Cevat Abbas Bey’in, 7 Nisan 1931 tarihinde Bartın’a gelerek, 8 Nisan 1931 tarihinde “Millî Tarih” konulu bir konferans vermesiyle ortaya çıkmıştır. Konferansın yaratmış olduğu ulusal hislerin etkisiyle Bartınlı Doktor Cevdet Bey’in, bir sonraki seneden itibaren her yılın 8 Nisan tarihinin Bartın’da “Gazi Günü” olarak kutlanmasının Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya sunulması teklifi Bartın halkı tarafından şiddetli alkışlarla desteklenmiştir. Bu teklife Mustafa Kemal Atatürk’ten olumlu yanıt alındıktan sonra ilki 8 Nisan 1932 olmak üzere her yılın 8 Nisanı, Bartın’da “Gazi Günü” olarak kutlanmaktadır. Yaklaşık doksan yıldan bu yana kutlanan bu anlamlı günün Millî Mücadele’nin ve Türk İnkılabının, Bartınlı yurtseverler tarafından hatırlanması, anlamlandırılması ve genç kuşaklara aktarılmasında son derece önemli bir kültürel gelenek ve zenginlik olduğu bu noktada ifade edilmelidir.
2023-09-15T00:00:00ZTürkiye Cumhuriyeti tarihi araştırmalarıÜnal, Yenalhttp://hdl.handle.net/11772/69142022-11-03T07:35:06Z2017-02-15T00:00:00ZTürkiye Cumhuriyeti tarihi araştırmaları
Ünal, Yenal
Tokan, Özgür
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışından Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşuna ve Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze değin meydana gelen siyasi, askeri, sosyal, kültürel ve düşünsel faaliyetler günümüzde önemini ciddiyetle korumaktadır. 2017 yılı şartlarının yaşandığı günümüzde Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Ortadoğu ülkelerinde yaşanan hemen her türlü siyasi gelişmenin kökeninde Fransız İhtilali ile ortaya çıkan fikirlerin bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. Hemen her gün yeni bir gelişmenin yaşandığı Türkiye’de ve Ortadoğu’da, I. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan konjonktürün etkilerini de görebilmek mümkündür. O hâlde yaşanan bu gelişmelerin tam anlamıyla idrak edilebilmesi, özellikle barışçıl ve sağlam temeller üzerinde geleceğin inşa edilebilmesi için geçmişin ço5k iyi incelenmesi ve bu incelemelerde ortaya çıkan bilgilerin önemsenmesi gerekmektedir. Karlofça Antlaşması ve Fransız İhtilali, Türk tarihinde iki kırılma noktasıdır. Çünkü bu iki mühim gelişmeden sonra ortaya çıkan neticeler nerdeyse son üç yüz yıllık Türk tarihini şekillendirmiştir.
2017-02-15T00:00:00ZKuruluşunun 50. yıl dönümünde Bartın limanı tarihiÜnal, Yenalhttp://hdl.handle.net/11772/67062022-02-01T13:52:39Z2015-01-01T00:00:00ZKuruluşunun 50. yıl dönümünde Bartın limanı tarihi
Ünal, Yenal
Ercan, Hüseyin Onur
Bartın, Türkiye Cumhuriyeti’nin en genç illerinden biridir. Tarihî ve kültürel kökleri geçmişin oldukça derinlerine uzanmaktadır. Kuzey Batı Anadolu Bölgesi’nin doğal ve kültürel anlamda en zengin yörelerinden biri olan bu bölge aynı zamanda akademik düzeyde araştırma yapan bilim adamları için her yönüyle bakir bir araştırma sahasıdır. Bartın tarihi, halk kültürü, Bartın’da matbuat, basın, folklor, gemi endüstrisi, arkeolojik çalışmalar, Bartın’ın iktisadi ve içtimai yapısı… Bu bir anda akla gelen konu başlıklarını rahatlıkla daha da çoğaltabiliriz. Bu konular üzerine bilgiye aç kitlelerin doyurulması maksadıyla temeli akademik kültüre, yöntemi titiz araştırmalara dayanan pek çok inceleme ortaya koyulabilir. Bartın için bakir bir araştırma sahası diyoruz. Çünkü bu yöreyle ilgili bilimsel çalışmaların sayısı neredeyse yok denecek düzeydedir
2015-01-01T00:00:00ZYakın dönem Türk tarihinde Refik Halid KarayÜnal, Yenalhttp://hdl.handle.net/11772/67052022-02-01T13:52:18Z2013-01-01T00:00:00ZYakın dönem Türk tarihinde Refik Halid Karay
Ünal, Yenal
Can, Aykut
ünümüzde Türk tarihçiliği önemli aşamalar kaydetmektedir. Ancak bilimsel metotlar ve sistemli araştırmalar temelinde gelişimini sürdürmesi gerekmektedir. Ne var ki bu gelişim sürecinde klasik tarih kaynaklarının yanında yeni bilgi menbalarının da kullanılması giderek önem kazanmaktadır. Örneğin aslında çok önemli tarihi kaynaklar olarak kabul edilmesi gereken edebî eserlerden, dünün ve bugünün tarihçilerinin azami ölçüde istifade ettiği söylenemez. İster hayali ister gerçek esaslara dayansın her edebiyat çalışması vücuda geldiği dönemle ilgili birçok önemli bilgiyi ihtiva eder. Bir tarih araştırmacısının, tarih disiplinine sadık kalmak koşuluyla edebiyat eserlerinden yararlanması ve üzerinde araştırma yaptığı dönemin önemli edebî yapıtlarını kullanmasının tarihçilik adına bir kazanım olduğu düşünülmelidir. Bu sayede tarihçi yeni bilgilere ulaşacağı gibi klasik tarih kaynaklarıyla çözemediği bazı sorunlara farklı açılardan yaklaşarak çok önemli yorumlara ulaşılabilir. Bu nedenle roman, hikâye, şiir, hatırat, anı, kronik, mizah, hiciv, tiyatro türündeki eserlerin de pekâlâ birer tarihi kaynak olabileceği günümüz tarihçilerince ciddi manada değerlendirilmelidir
2013-01-01T00:00:00Z