Temel İslam Bilimleri Bölümü Diğer Yayınlar KoleksiyonuBildiri, Rapor, Açık Ders Kaynakları vb. yayınları içerirhttp://hdl.handle.net/11772/8582024-03-29T10:08:35Z2024-03-29T10:08:35ZKötü huyların hadîslerde yeri insan hayatına etkisiKöycü, ErdoğanAkkabak, Fatma Zehrahttp://hdl.handle.net/11772/162632024-01-02T11:29:10Z2023-11-06T00:00:00ZKötü huyların hadîslerde yeri insan hayatına etkisi
Köycü, Erdoğan; Akkabak, Fatma Zehra
Peygamberimiz (s.a.s.), Allah Teâlâ, Kalem Sûresi 4. Âyette: “Sen, yüce bir ahlâk üzeresin.” Buyurmuş, Ahzâb Sûresi’nin 21. Âyetinde de: “Ey inananlar! And olsun ki, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok anan kimseler için Rasûlullah en güzel örnektir.” Vurgusunu yaparak O’nu bizlere en güzel örnek olarak takdîm etmiştir. Hem fert hem de toplum hayatımızın âhenk içinde devamı için Peygamberimiz’in (s.a.s.) bizlere emrettiği davranışları yapmamız nehyettiği davranışlardan da kaçmamız Haşr Sûresi’nin 7. Âyetinde: “O, size neyi verdiyse alınız sizi neden sakıdırıyorsa ondan sakınız!” ifade edildiği veçhile hem dünya hem de âhiret saadetini temin edecek emir ve yasaklarına riâyet gerekmektedir. İslâm Medeniyetinin kurucu nesli olan Peygamberimizin (s.a.s.): “İnsanların hayırlısı, benim asrımda yaşayanlardır.” şeklinde ifade ettiği Sahâbe-i Kirâm, Asr-ı Saadet olarak tavsif edilen huzurlu bir toplumu onun emir ve yasaklarına riâyet ederek tesis etmişlerdir. Fert ve toplum hayatımız için kaçınmamız gereken hususlardan olan kötü huylardan sakındırma konusunda Peygamberimiz’den (s.a.s.) rivâyet edilen hadîslerden bazıları üzerinde durduk. Bu huyları neden alışkanlık hâle getirdiğimizin ve kötü huylarda ısrar edişimizin sebeplerini inceleyip, İslam’da güzel ahlâkın önemini bazı hadîs metinleri ışığında ele aldık. Araştırmamızda Sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) ateşin odunu yaktığı gibi iyilikleri yok eden yok ettiği haset, yanında öfke ve zulüm konulu rivâyetler ile kâfirden daha tehlike bir konuma sahip olan münâfığın alâmetlerini ele aldık. Lokmân Sûresi 31. Âyette Hz. Lokman’ın (a.s.) oğluna: “Ey oğulcuğum, Allah'a şirk koşma; çünkü şirk gerçekten büyük bir zulümdür.” Uyarısıyla onu sakındırdığı ve Peygamberimizin (s.a.s.) Büyük günahlardan biri olarak vurguladığı şirk ile zan, yalan, hıyânet ile ilgili bazı hadîslerin değerlendirmesini yaptık.; ur Prophet (p.b.u.h.), Allah Almighty said in the 4th verse of the Surah Al-Qalam: “You are of exalted morality.” He said, in the 21st verse of Ahzab Surah: “O you who believe! "Surely, the Messenger of Allah is the best example for you for those who hope to meet Allah and the Last Day and for those who remember Allah much.” He emphasized that he presented him as the best example to us. In order for both our individual and social lives to continue in harmony, we must do the behaviors that our Prophet (p.b.u.h.) commanded us and avoid the behaviors that he forbids. In the 7th verse of Al-Hashr Surah, it is stated: “Take whatever he gives you and avoid whatever he warns you about!” As stated, it is necessary to comply with the orders and prohibitions that will ensure happiness in both this world and the hereafter. Our Prophet (p.b.u.hi), the founding generation of the Islamic Civilization, said: “The best of people are those who live in my century.” The Companions whom he expressed as follows established a peaceful society, described as the Age of Bliss by complying with his orders and prohibitions. We focused on some of the hadiths narrated from our Prophet (p.b.u.h.) regarding the avoidance of bad habits which are issues that we must avoid for our individual and social life. We examined the reasons why we make these habits habitual and why we insist on bad habits and discussed the importance of good morals in Islam in the light of some hadith texts. In our research, we discussed the narrations of our Beloved Prophet (p.b.u.h.) about envy, which destroys good deeds like fire burns wood, as well as anger and cruelty, and the signs of hypocrites, who are in a more dangerous position than unbelievers. In the 31st verse of Luqman Surah, Hz. Luqman (p.b.u.h.) to his son: “O my son, do not associate others with Allah; because polytheism is truly a great oppression.” We evaluated some hadiths about polytheism and suspicion, lying and treachery, which he warned against and which our Prophet (p.b.u.h.) emphasized as one of the great sins.
2023-11-06T00:00:00Zİhvân-i Müslimîn teşkilâtı’nın bânîsi Hasan el-Bennâ’nın hadîs risâlesi adlı kitabı üzerine bir değerlendirmeKöycü, Erdoğanhttp://hdl.handle.net/11772/162622024-01-02T11:23:57Z2023-11-06T00:00:00Zİhvân-i Müslimîn teşkilâtı’nın bânîsi Hasan el-Bennâ’nın hadîs risâlesi adlı kitabı üzerine bir değerlendirme
Köycü, Erdoğan
Hasan Ahmed Abdurrahmân el-Bennâ (ö. 1368/1949), İhvan-ı Müslimîn Teşkilâtı’nı kuran İslâm Dünyası’nda davetçi kimliğiyle ön plana çıkan Mısırlı bir âlimdir. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’ne “Hasan el-Bennâ” maddesini yazan İbrâhîm el-Beyyûmî Gânim, onun hâtıraları ve fikirlerini ele alan eserlerinden Kahire, Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî’de yayınlanan Muẕekkirâtu’d-Daʿve ve’d-Dâʿiye adlı eserinin M. N. Shaikh tarafından Memoirs of Hasan al Banna Shaheed adıyla 1981 yılında Karachi’de,1982 yılında ise Delhi’de basılmış olduğunu zikretmiştir. Mecmûʿatu Resâʾili’l-İmâmi’ş-Şehîd Hasan el-Bennâ eserinde ise kaleme aldığı 8 risâleden oluşan bir koleksiyon oluşturduğuna yer vermiştir. Bu eser, Risâleler adıyla 3. baskısı 2008 yılında Nida Yayınları tarafından 768 sayfa olarak İstanbul’da neşredilmiştir.
İbrâhîm el-Beyyûmî Gânim, Hadîs Risâlesi adlı eserinde bahsetmemiştir. Hadîs Risâlesi adlı eseri Muhammet Ebû Acur tarafından yayına hazırlanmış, Yahya Yaşar tarafından da Türkçeye çevirisi yapılmıştır. 2018 yılında Beyân Yayınları tarafından İstanbul’da neşredilmiştir. Biz de tebliğimizde bu eseri genel hatlarıyla değerlendireceğiz.
Eserin tercümesini yapan Yahya Yaşar tarafından hadîslerin, İslâm Dînin Kur’ân-ı Kerim’den sonra temel kaynağı olduğu vurgusu yapılmış, Kur’ân’da mücmel olarak gelen pek çok hükmün hadîsler aracılığıyla açıklığa kavuşmuş olduğunu Yüce Allah’ın Nahl Sûresi’nin 44. Âyetinde beyân buyurduğu: “Ve Biz, Sana da bu uyarıcı bir Kitâb’ı indirdik ki insanlara başından beri indirilegelen mesajın aslını olanca açıklığıyla ulaştırasın.” âyetini de buna delil olarak zikretmiştir.
Hasan el-Bennâ’nın yazmış olduğu Hadîs Risâlesi’nde hadîsin sıhhatinin anlaşılmasında en temel unsur olan isnâda dair tahlîllerin Hadîs İlmi’ne bir başlangıç teşkil ettiğini ifade ettiğine yer vermiştir. Hasan el-Bennâ’nın Hadîs Risâlesi’nde doyurucu bilgiler verdiğini isnâdın Müslümanların geliştirdiği orijinal bir sistem geliştirdiklerini ve nakledilen haberin kontrolüne imkân veren bir unsur olduğuna işaret ettiğini zikretmiştir.
Haberin kontrolünün ise haberi getirenlerin kontrol edilmesini gerekli kılmakta olduğunu Hucurât Sûresi’nin 6. âyetinde “Ey iman edenler size bir fâsık haber getirirse onu araştırın.” buyurarak haberi getirene tenkitçi bir bakış açısıyla yaklaşılmasının emredildiğine vurgu yapmıştır.
Hasan el-Bennâ, özet olarak Hadîs Risâlesi adlı eserini akademik ihtiyaçlar için değil asgarî seviyede okuyuculara mütevâtir, kuds-i hadîs, sahîh, hasen, zayıf, haber, eser gibi hadîs ıstılahları açıklamak, hadîs metinleri ve metinlerin nasıl ortaya ve isnâd sisteminin hadîslerin sıhhatinin tespitinde nasıl bir fonksiyon icrâ ettiğini genel hatlarıyla bilgilendirmek için hazırlanmıştır.
Hasan Ahmed Abdurrahmân el-Bennâ (d. 1368/1949) is an Egyptian scholar who came to the fore as a preacher in the Islamic world who founded the Muslim Brotherhood organization. İbrahim al-Beyyumi Ganim who wrote the article “Hasan al-Banna” in the Islamic Encyclopedia of the Turkish Religious Foundation, Muẕekkirât ad-Daʿve ve ad-Daiye published in Cairo Daru al-Kitab al-Arabi is one of his works dealing with his memories and ideas. He mentioned that his work was published by M. N. Shaikh under the name Memoirs of Hasan al Banna Shaheed in Karachi in 1981 and in Delhi in 1982.
İbrahim al-Beyyumi Ganim did not mention it in his work titled Hadith Treatise. His work, Hadith Treatise was prepared for publication by Muhammet Abu Acur and translated into Turkish by Yahya Yaşar. It was published in Istanbul by Beyan Publications in 2018. We will evaluate this work in general terms in our paper.
Yahya Yaşar who translated the work emphasized that the hadiths are the main source of the Islamic Religion after the Holy Qur’an and that many of the provisions in the Qur’an in summary form have been clarified through the hadiths. He declares in the verse: “And We have sent down to you a warning book so that you can clearly convey the true message that has been sent down to people from the beginning.” He also mentioned the verse as evidence for this.
He stated that Hasan al-Banna in his Hadith Treatise stated that the analysis of isnad which is the most fundamental element in understanding the authenticity of hadith, constitutes a beginning to the Science of Hadith. He mentioned that Hasan al-Banna gave satisfactory information in the Treatise of Hadith, indicating that isnad was an original system developed by Muslims and that it was an element that allowed the control of the transmitted news.
The control of the news requires the control of those who bring the news. In the 6th verse of the Surah Hujurat, it is stated: “O you who believe if a sinner brings you news, investigate him.” He emphasized that the person who brought the news was ordered to be approached with a critical perspective.
In summary, Hasan al-Banna wrote his work called Hadith Treatise not for academic needs but at a minimum level to explain hadith terms such as mutevatir, kudsi hadith, sahih, hasen, weak, news, work to the readers, hadith texts and how the texts are revealed and the isnad system to determine the authenticity of hadiths. It has been prepared to inform in general terms what kind of function it performs in detection.
2023-11-06T00:00:00Z“Ben asla kadınlarla musâfaha etmem” hadîsi üzerine bazı mülâhazalarKöycü, Erdoğanhttp://hdl.handle.net/11772/162612024-01-02T11:16:57Z2023-11-06T00:00:00Z“Ben asla kadınlarla musâfaha etmem” hadîsi üzerine bazı mülâhazalar
Köycü, Erdoğan
Hz.Muhammed (s.a.s.), Hirâ Nûr mağarasında ilk vahyin kendisine nuzûlünden sonra da’vetini, öncelikle eşi Hz.Hatice’den başlayarak yapmaya başlamıştı. Şuarâ Sûresi, 214. âyetinde: “Yakın akrabını uyar.” Emri gereğince, akrabalarını Safâ tepesine çağırarak: “Ey Fihr Oğulları! Ey Adiyy Oğulları! Ne dersiniz, size şu vâdîde birtakım düşman süvârîlerinin olduğunu ve üzerinize baskın yapmak istediklerini haber versem, beni tasdik eder misiniz?» diye sorduğunda: “Evet, inanırız, zira senin her zaman doğrudan başka bir şey söylemediğini gördük!” diye karşılık verdiklerinde. Hz.Peygamber (s.a.s.): “Öyleyse ben, şiddetli bir azabın öncesinde size gönderilen bir uyarıcıyım!” buyurunca, Ebû Leheb: “Yazıklar olsun sana gün boyunca! Bizi bunun için mi topladın?» deyince Leheb Sûresi nâzil olmuş, onun Hz.Peygamber’e (s.a.s.) “Elin kurusun!” hitâbına karşı Allah Teâlâ, aynı kelimeyi onun için kullanarak: “Ebû Leheb’in iki eli kurusun! Kurudu da. Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi. O, alevli bir ateşte yanacak. Odun taşıyıcı olarak ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde karısı da (ateşe girecek)” Rasûlullah (s.a.s.), amcası Ebû Leheb’in hakâretine aldırmaksızın da’vetini açıktan yapmaya devam etmiş, yaşadığı çevreden, diğer şehirlerden ve ülkelerden kendisine gelip, da’vetini kabul edenler olmuştu.
Allah Teâlâ’nın: “Ey Peygamber! Mü’min kadınlar, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zînâ etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, hiçbir iyi işte sana karşı gelmemek konusunda sana bîat etmek üzere geldikleri zaman, bîatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan bağışlama dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” Mümtehine Sûresi 12. âyetinde işaret ettiği emrine muvâfık olarak Rasûlulllah (s.a.s.) da sadece erkeklerin değil kadınların da bîatlarını almıştı. Hadîs metinlerinde de ifade edildiği veçhile hem erkekler hem de kadınlar: “Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmama, hırsızlık yapmama, zînâ etmeme, çocuğunu öldürmeme, iftira etmeme, ma’rûf olan hiçbir konuda Allah’ın Rasûlüne (s.a.s.) karşı gelmeme” konusunda söz vermişlerdi.
Akabe Bîatlarında erkekler, Rasûlullah’ın (s.a.s.) huzuruna çıkıp: “Da’vetini kabul ettiklerini, her konuda emir ve yasaklarına uyacaklarını” ifade ederek elini sıkarak bîat etmişlerdi. Bu durumu gören kadınlar da: “O’nun da’vetine uyarak emir ve yasaklarına bağlılıklarının göstergesi olarak elini sıkmak istediklerinde Rasûlullah’ın (s.a.s.) onlara: “Ben, asla kadınlarla musâfaha etmem.” buyurduğuyla ilgili Ahmed b. Hanbel’in (ö. 241/855) el-Musned’inde el-Buhârî’nin (ö. 256/ 870) el-Câmiu’s-Sahîh’inde Muslim’in (ö. 261/875) el-Câmiu’s-Sahîh’inde, en-Nesâî’nin (ö. 303/915) es-Sunen’inde yer alan bu hadîsin, bu eserlerden daha önce telif edilen Muhammed b. Sa’d’ın (ö. 230/845) et-Tabakâtu’l-Kubrâ adlı eserinde bazı senedlerine yer vermesi bizi, bu hadîsin isnâd ve metnini araştırmaya sevk etmiştir.
Hadîsin metni üzerine yapılan yorumlardan es-Sunnetu’n-Nebeviyye Meâlim ve Zavâbıt adlı eserinde Yûsuf el-Karadâvî’nin (ö. 1444/2022) bu hadîsi yorumlarken Sünneti anlamada yöntem olarak koyduğu “işlenen fiile karşı verilen cezanın oranlı olması” prensibini kendisinin ihlâl ettiğini belirten eserin mütercimi Bünyamin Erul’un yorumlarını, onun delillerine itirazlarını ve ileri sürdüğü farklı delilleri ele alacağız. Ahmet Keleş’in ve Mehmet Emre’nin bu hadîsin metninden yola çıkarak kadın eli sıkıp sıkmanın helal mi? haram mı? olduğuna nasıl delil olarak kullanıldığına dair yorumlarını ve Din İşleri Yüksek Kurulunun kadın sıkma ile ilgili fetvâsını da değerlendireceğiz.
2023-11-06T00:00:00ZDoç. Dr. Abdülvehhab Öztürk’ün hayatı ve eserleri üzerine bir biyografi denemesiKöycü, Erdoğanhttp://hdl.handle.net/11772/162532023-12-14T10:50:55Z2023-12-11T00:00:00ZDoç. Dr. Abdülvehhab Öztürk’ün hayatı ve eserleri üzerine bir biyografi denemesi
Köycü, Erdoğan
Abdülvehhâb Öztürk (d. 1435/2014) is both a bureaucrat and an accomplished scientist produced by
our country. He has authored 18 works both copyrighted and translated. We prepared a declaration that
deals with his life and works and is based on the meaning of the Qur’an.
While reading Assoc. Professor Abdulvehhab Öztürk’s translation of The Qur’an we found out that
there are mistakes in the translation of some verses, incomplete translations of some verses and that the
translations of some verses are not made at all.
While dealing with Abdulvehhab Öztürk’s translation in terms of comparison, Mawdudi’s Tefhim
al-Qur’an The Meaning and Interpretation of the Qur’an and we have taken the translation of the Holy
Qur’an published by the Presidency of Religious Affairs as a basis translated by Dr. Halil Altuntaş and
Dr. Muzaffer Şahin.
Abdülvehhab Öztürk tried to translate the meanings of the verses into our Turkish in a correct,
understandable and simple way and even made an effort to provide a better understanding of the points
emphasized in the verses by bringing proof from the proverbs in the explanation of the verses.
We deemed it appropriate to carry out such a notification work, considering that it would contribute
to the work to some extent for those who read Abdülvehhab Öztürk’s translation and those who will
correct that edition when new editions are requested. We hope that notifications and articles will be
written on his other books and translated works.
2023-12-11T00:00:00Z