Söylem belirleyicilerinin yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde B1-B2 seviyelerinde kullanımı
Abstract
Bu araştırmanın amacı Türkçe öğretim sınıflarında sınıf içi söylemde Türkçe öğreten öğretim görevlilerinin Söylem belirleyicisi (SB) [discourse marker (DM)] kullanımı ve SB'lerin öğretimine dair düşünceleri, SB'lerin ikinci/yabancı dil olarak Türkçe öğrenen B1 seviyesinden B2 seviyesine geçen öğrenciler tarafından kullanımı ve SB kullanım sıklığını ortaya koymaktır. Araştırma, öğrencilerin SB kullanım sıklığı nasıl bir dağılım göstermektedir ve SB kullanımında seviyeler arasında anlamlı fark var mıdır, sorularını soran ilk çalışma olacağı ve literatürdeki boşluğu dolduracağı için önem arz etmektedir. Araştırmanın yöntemi nitel araştırma desenlerinden durum (örnek olay) çalışmasıdır. Araştırmanın çalışma grubunu Hacettepe Üniversitesi TÖMER'de öğrenim görmekte olup B1 seviyesinden B2 seviyesine geçen öğrenciler (n=10) ve Bartın Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Amasya Üniversitesi ve Hitit Üniversitesi'nde çalışan öğretim görevlileri (n=10) oluşturmaktadır. Bu süreçte sırasıyla Hacettepe Üniversitesi TÖMER'de yabancı dil olarak Türkçe öğrenen B1 kurundan B2 kuruna geçen öğrencilere (n=10) Öğrenci Görüşme Formu (ÖGF) kullanılarak öğrencilerin 12 hafta boyunca her hafta SB kullanım verilerinin ses kaydı alınmıştır. CHAT çeviriyazı formatıyla yazılarak biçimbirimsel olarak kodlanmıştır ve öğrencilerin edimlerinde konuşmanın akışını ve bilgi akışını düzenleyen SB'ler önceden oluşturulan kod listelerine göre CLAN programında hesaplamak için Python'da yeni bir program yazılmıştır. Verilerin dağılımı Matplotlib çerçevesi kullanılarak, farklı seviyelerde ve haftalarda her öğrenci için kelime sıklıklarını gösteren grafikler oluşturulmuştur. Nihai sonuçların anlamlı olup olmadığı betimsel analiz edilmiştir. Bartın Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Amasya Üniversitesi ve Hitit Üniversitesi'nde çalışan öğretim görevlileriyle (n=10) yapılan görüşmelerde Öğretim Elemanı Görüşme Formu (ÖEGF) kullanılarak yazıya aktarılmış ve daha önceden belirlenen temalar çerçevesinde betimsel olarak analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda WB, MM, MA, KK, AD, AK, OA, MZ, NS, SZ adlı öğrencilerin edimlerinde çeşitli SB'lerin farklı işlevde kullanımına rastlanmıştır. Bunların içinde sayıca en fazla olan DUR (ee, aa, ıı, ıımm, başka), duraksama belirleyicileridir. Duraksama belirleyicilerinden sonra en çok kullanılan SB'ler: AMA (ama), KUR (ve), EVT (evet), YNI (yani) olarak tespit edilmiştir. Bazı öğrencilerin ise BOY (böyle), OYL (öyle), İLŞ (o yüzden, bu yüzden), SON (ondan sonra, bundan sonra), FAL (falan, filan), AHH (ahh), YNI (yani), TAB (tabi, tabi ki) SB'leri hiç kullanmadıkları ya da az kullandıkları gözlenmiştir. Öğretim görevlileriyle görüşme sonucunda öğretim programında ve derslerde SB'lere doğrudan yer verilmediği tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda SB'lere ve işlevlerine ikinci/yabancı dil olarak Türkçe öğretim programlarında ve derslerinde yer verilmesi önerilmektedir. This thesis aims to describe how instructors use Discourse Markers (DM) in class, what they think about teaching DMs and which DMs students acquire from B1 to B2. The thesis is valuable fro researchers since it asks the following questions: (i) what is distribution of students'use of DM from B1 to B2 (ii) are the statistically significant differences between students' use of DMs. It uses a case study to arrive at conclusion, a qualitative research method. The subjects are students of Hacettepe University who pass from B1 to B2 level of Turkish (n=10) and language instructors of Bartın University, Hacettepe University and Amasya University. During the fieldwork, students of Hacettepe University who passed from B1 to B2 were interviewed and audio-recorded using Student Interview Form (SIF) for 12 weeks. The recordings were morphologically parsed using CHAT. A new software was developed using Python in order to list DMs used by student for speech flow and information Exchange with the help of CLAN. Using Matplotlib, graphs were created to how the weekly distribution of DMs by each student in both levels of language. Significance of the results were evaluated descriptively. Interviews with the language instructors of Bartın University, Amasya University and Hacettepe University (n=10) were transcribed and descriptively analysed. As the result of the study, it was found that the students WB, MM, MA, KK, AD, AK, OA, MZ, NS, SZ used some DMs in various functions. Most commonly used ones were the pause markers ee, aa, ıı, ıımm, başka. They are followed by ama, ve, evet, yani. Some students never used böyle, öyle, o yüzden, bu yüzden, ondan sonra, bundan sonra, falan, filan, ahh, yani, tabi, tabi ki. The interviews with the instructors revealed that DMs were not part of the teaching process. I conclude from these results that DMs should be included in the curriculums.