Tıbb-ı nebevi açısından Hz. Peygamberin fiilleri ve bir takım yeni tedavi ve beslenme yöntemlerine istihbab ve kerahet açısından fıkhi bir bakış
Özet
Son yıllarda bir takım yeni beslenme ve tedavi yöntemleri yaygınlık kazanmaktadır. Bunlardan bazıları; kan gruplarına göre beslenme, pişmemiş veya az haşlanmış gıdalarla beslenme, oruçla diyet, kombuçay ve bir takım psikolojik hastalıklara dini kaynaklardan hareketle kognitif (bilişsel) tedavi bunlardan bazılarıdır.
Fıkıh, zaruri durumlar hariç haramla tedavi ve beslenme olmadığı müddetçe her tür beslenme ve tedaviye izin verir. Fakat bazı helal gıdaların pişirilmesi, aşırı tüketilmesi ve eksik-dengesiz beslenmenin sağlığa yakın veya uzak süreçte zarar verdiği tespit edilmiştir.
Şayet Kur’an’da ve Hz. Peygamber (S.A.S)’in sünnetinde örneği ve benzeri varsa helal daire içinde beslenme mubahtır. Yani yapılması ve terk edilmesine ayrıca bir sevap veya günah verilmez. Ancak peygamberin sünnetine uyma niyetiyle yapılırsa sevap verilebilir.
Hz. Peygamber (S.A.S)’in tercih ettiği beslenme ve tedavi de mutlaka faydalıdır. Çünkü o doğrudan ve dolaylı vahiyle müeyyeddir. O, kendi arzusundan konuşmaz O’nun söz ve fiillerinde ilahi bir yönlendirme ve müsaade vardır. Ve O bize, hem dünyevi hem uhrevi konularda örnektir.
Bu verilerden hareketle bir beslenme ve tedavi yönteminin kitap ve sünnette örneği varsa o tarzda beslenmek müstehabdır. Mübah gıdalardan olsa bile bir besinin veya bir beslenme yönteminin yakın veya uzak gelecekte insana zarar vermesi kuvvetle muhtemelse, bu takdirde tüketilmesi mekruh veya tahrimen mekruh kabul edilebilir.