Namık Kemal'in piyeslerinde kurgu, anlatıcı ve anlatım teknikleri
Abstract
Tiyatro; oyun, oyuncu, sahne, izleyici gibi çeşitli unsurlardan oluşan bir sanattır. Aynı zamanda dramatik metin, oyunculuk, sahneleme, sahne tasarımı, sahne giysisi, sahne müziği, ışıklama ve sahne tekniği öğelerinin tümünü birlikte içeren sanatsal etkinliktir. Kökeni antik çağlara dayanan tiyatronun edebi bir boyutu da vardır; belli bir zaman diliminde, seyirci karşısında sahnelenmek amacıyla yazılan piyesler tiyatronun edebi boyutunu oluşturmaktadır. Yaşadığı yıllarda topluma yarar sağlamayı amaçlayarak yazmış olduğu piyesleriyle ve sanatsal üretimiyle Namık Kemal, tiyatro alanında "öncü" bir yazardır. Batı etkisinde gelişim gösteren Türk tiyatrosunun ilk yazarları içinde yer alan Namık Kemal, tiyatro türüne ayrı bir önem vermiştir. Tiyatro tarihimizi tamamlayan kuramsal tiyatro bilgilerini de bizlere aktaran ilk kişi olan yazar, altı piyes yazmıştır. Vatan yahut Silistre (1873) yurtseverlik ve kahramanlık konulu bir piyestir. Zavallı Çocuk'ta (1873) görücü yoluyla evlenmeye karşı çıkmış ve bu tür evliliklerin doğurabileceği felaketleri anlatmıştır. Akif Bey'de (1874) saf, iyi niyetli, yurtsever bir deniz subayını anlatmıştır. Gülnihâl'de (1875) baskıya ve zulme karşı duyduğu tepkiyi dramatik bir biçimde dile getirmiştir. Celâlettin Harzemşah'ta (1876) ise Harzemşahlar Devleti'nin son hükümdarı Celâleddin Harzemşah'ın hayatını, kahramanlığını ve Moğollara karşı Türk-İslâm dünyasını korumak için giriştiği mücadele anlatılmıştır. Kara Bela (1910) ise saray hayatı ve entrikalarını konu almaktadır. Edebî eserlerin içeriğinin önemi kadar bu içeriğin sunuluş şekli de oldukça önemlidir. Yazarın olay ya da eylemleri birbirine bağlayarak oluşturduğu kurgu ve konunun sunumunda kullandığı anlatım teknikleri, edebî eserin içerik-biçim uyumunu yakalaması açısından değerlidir. Diyalog ve monologlar üzerine kurulu olan piyeslerde yazarların karakterlerin hareketlerini, ruh hâllerini, ses-ışık gibi bilgileri diyalogların dışında vermesi gerekmektedir. Bazen de okuyucu ve seyirci ile iletişim kuran, onlara oyun hakkında bilgiler veren bir kişiye ihtiyaç duymaktadır. Tiyatronun edebî boyutunu oluşturan piyeslerde yazar bu ihtiyacını gidermek için anlatıcıdan yararlanmaktadır. Çalışmamıza konu olan Namık Kemal'in tiyatro eserleri tezimizde giriş ve sonuç bölümleri hariç üç ana başlık altında incelenmiştir. Kurgu, anlatıcı ve anlatım teknikleri unsurların ele alınma biçimleri alt başlıklar altında değerlendirilmiştir. Çalışmamızın ikinci bölümünde Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Gülnihâl, Celâleddin Harzemşah, Kara Bela ve Akif Bey "kurgu" bakımından incelenmiştir. Üçüncü bölümde bu eserler "anlatıcı" açısından incelenmiştir. Dördüncü bölümde ise aynı piyesler, "anlatım teknikleri" bakımından ele alınmıştır. Sonuç kısmında ise eldeki sonuçlar değerlendirilmiştir. Theatre is an art that consists of basic elements such as piece, actor, stage and audience. It is an artistic activity that includes all elements of dramatic text, acting, staging and stage design, dress, music, lighting and technique. Having its origins in ancient times, theatre has also a literary dimension; pieces written to be staged in front of the audience in a certain period of time constitute the very literary dimension of the theatre. With the pieces and artistic works produced with the aim of serving the society, Namık Kemal is a "pioneer" writer in the field of theater. Being one of the first writers of Turkish theater that evolved under the influence of the West, Kemal gave a special importance to the theater genre. He is the first person to convey the theoretical theater information that completes the Turkish theater history. Kemal wrote six pieces. His famous Vatan yahut Silistre (Homeland or Silistra) (1873) is a piece about patriotism and heroism. In Zavallı Çocuk (The Poor Child) (1873), Kemal opposed arranged marriage and described the disasters that such marriages can cause. In Akif Bey (Mr. Akif) (1874), he described a naive, well-intentioned, patriotic naval officer. In Gülnihâl (1875), he expressed his reaction to oppression and persecution in a dramatic way. In Celaleddin Harzemşah (1876), Kemal described Jalal al-Din Khwarazmshah's, the last ruler of the Khwarezmian Empire, life, heroism and struggle to protect the Turkish-Islamic world against the Mongols. In Kara Bela (Black Misfortune), the palace life and intrigues are told. In literary works, the way a content is presented is equally important as the content's importance. The fiction created by a writer by connecting events or actions and the narrative techniques used in the presentation of the subject are valuable in terms of capturing the content-form harmony of the literary work. In pieces based on dialogues and monologues, writers are supposed to give information such as the movements and moods of the characters or sound and light of the characters outside of the dialogues. Sometimes a person who communicates with the reader and the audience and gives them information about the piece might be needed. In the pieces that make up the literary dimension of the theatre, the writer uses the narrator to meet this need. Namık Kemal's theatrical works, which are the subject of our study, will be examined under three main headings, excluding the introduction and conclusion sections. The ways in which the elements to be examined will be handled will be evaluated under sub-headings. In the second part of our study, Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Gülnihâl, Celâleddin Harzemşah, Kara Bela and Akif Bey will be examined in terms of "fiction." In the third part, these works will be examined in terms of "narrator." In the fourth part, the same pieces will be discussed in terms of "expression techniques." The results will be evaluated in the conclusion part.