Cemaleddin Afgani'nin hayatının ve fikirlerinin sosyolojik açıdan değerlendirilmesi
Abstract
Cemaleddin Afgani, Afganistan'ın başkenti Kabil'de 1838 yılında dünyaya gelmiştir. Afgani, 1838-1897 yılları arasında yaşamış, ileri sürdüğü düşüncelerle birçok tartışmanın odağı haline gelmiştir. Aynı zamanda aktivist yönü ağır basan bir fikir adamı olarak da bilinmiştir. Kendisi henüz hayatta iken lehinde ve aleyhinde olmak üzere birçok yazılar kaleme alınmıştır. Bugün dahil düşünceleri çeşitli bakımlardan ele alınıp incelenmektedir. Kimilerine göre İslam inancının yılmaz bir savunucusu, kimilerine göre İslamiyet'i reformist bir yaklaşımla ele alıp İslam düşüncesini zayıflatmaya çalışan bir İngiliz ajanıdır. Cemaleddin Afgani sadece bir din adamı olarak değil, aynı zamanda bir siyasetçi ve bir aktivist olarak da görülebilir. Yaşadığı dönemde İslam dünyası etnik, mezhepsel ve bölgesel olarak bölünmüş vaziyete düşmüş, birlik ve beraberlik bilinci kaybolmuştu. Toplumda inanç ve ahlaki yapıda yozlaşmalar ortaya çıkmıştı. En önemlisi ise İslam dünyası Batılı sömürgeciler tarafından siyasi ve iktisadi alanda kontrol altına alınmıştı. İngiltere, Fransa ve Rusya gibi ülkeleri gezip dolaşmış, onları yakından tanıma fırsatı elde etmişti. Böylece sömürgeciliğin nasıl işlediğini ve bundan nasıl kurtulmak gerektiğine dair bugün de önemini koruyan görüşler ortaya koymuştur. Bu süreçle beraber aktivist yönü ön plana çıkmıştır. Yaşadığı dönemde İslam dünyasında yaygın hale gelen din ve siyaset ayrılığı fikrine karşı çıkan Afgani, bu fikre karşı din ve siyasetin birliği düşüncesini savunmuştur. Müslümanların yönetim tarzını belirlemesini ve yöneticilerini seçmelerini dini bir görev olarak görmüştür. Din siyaset için değildir, siyaset din içindir görüşünü sık sık dile getirmiştir. Halkın siyasi kararlarda etkin olabilmesi için dini merkez alarak toplanmalarını ve birlik oluşturmalarını sağlamak üzere mücadele vermiştir. Müslümanların siyasi anlamda bilinçlenmesi ve birlik oluşturması ile içte ve dışta bulunan sömürgeye karşı mücadele edilebileceğini savunmuştur. Böylece bir araya gelerek örgütlenen İslam dünyasının kendi kaderini belirleyebileceğine ve eski ihtişamını kazanabileceğine inanmıştır. Bu çalışmada Afgani'nin hayatı, kişiliği, aktivist yönü ile siyasi, ekonomik, dini ve kültürel fikirleri sosyolojik açıdan ele alınarak incelenmeye çalışılmıştır. Jamaleddin Afghani was born in Kabul, the capital of Afghanistan, in 1838. Afghani lived between 1838 and 1897 and became the focus of many discussions with the ideas he put forward. At the same time, he was known as a thinker with a predominant activist side. While he was still alive, many articles were written for and against him. Even today, his thoughts are discussed and examined from various perspectives. According to some, he is a staunch defender of the Islamic faith, according to others, he is a British agent who tries to weaken Islamic thought by approaching Islam with a reformist approach. Jamaleddin Afghani should not only be seen as a religious scholar and thinker, but also as a politician and activist. When we look at the conditions of the period in which he lived, it will be seen that he further developed his political and activist side. He lived in such a period that the Islamic world was divided both ethnically, sectarian and regionally, the consciousness of unity and solidarity disappeared, degeneration in the faith and moral structure emerged in the society, and most importantly, in the hands of the Western colonists, there was a political and economic puppet. transformed. He traveled to countries such as England, France and Russia and had the opportunity to get to know them closely and he came up with the idea of how colonialism works and how to get rid of it, and put forward opinions that are still important today. Opposing the idea of religion-politics separation that became widespread in the Islamic world during his lifetime, Afghani defended the idea of religion-politics unity against this idea. He sees it as a religious duty for Muslims to determine their management style and to elect their rulers. He frequently expressed his view that religion is not for politics, politics is for religion. It has struggled to ensure that the people gather around religion and form unity in order to be effective in political decisions. He hoped that if Muslims could unite and become politically conscious, they would be able to stand up against the colonial inside and outside. He thought that if they did so, they would determine their own destiny and win their former glory. In this study, Afghani's life, personality, activist aspect and political, economic, religious and cultural ideas have been tried to be examined by considering them sociologically.