Kent ve insan odağında Onat Kutlar'ın şiirleri
Abstract
1950 kuşağı sanatçıları arasında sayılan Onat Kutlar (1936-1995), şair, öykücü, sinemacı, eleştirmen kimlikleriyle tanınır. Kendi kuşağının diğer yazarları gibi varoluşçu düşüncenin etkisi altında bir tür kent bunalımının yansımalarını Kutlar’ın eserlerinde görmek mümkündür. Tek öykü kitabı olan İshak’ta (1959) bunalım içindeki bireyin kaçış ve farklı yaşamlar peşinde oluşu tematik örgünün esas belirleyenidir. Öyküleri dışında Pera’lı Bir Aşk İçin Divan (1981) ve Unutulmuş Kent (1986) adlı iki şiir kitabı bulunan Kutlar, öykü ile şiiri katı sınırlarla birbirinden ayırmaz. Bu nedenle öykülerinde şiirselliğin, şiirlerinde ise öykünün izlerini bulmak mümkündür. Kutlar’ın şiirlerinde özellikle kent odaklı geniş bir coğrafyaya yayılan mekân unsuru geniş yer alır. İki şiir kitabında da İstanbul’un, Beyoğlu’nun, eski adıyla Pera olan Galata ve çevresinin şairin belleğinde bıraktığı derin izler, tematik örgünün temel belirleyenidir. Kentin birey üzerindeki kuşatıcılığı, bireyin kent yaşamı içindeki açmazları ve arayışları, aşk, mazi, hüzün ve özlemle bir araya getirilir. Onun şiirlerinde kent manzaraları; bireyin ruhsal açmazlarının ifade vasıtaları olarak işlev kazanır. Bu çalışmada Onat Kutlar’ın şiirlerinde kent ve birey ilişkisi, yazıldığı dönemin koşulları da göz önünde bulundurularak değerlendirilmeye çalışılmaktadır. Onat Kutlar (1936-1995), one of the 1950 generation artists, is known to be a poet, short story writer, scrpitwriter and critic. Like other existentialist writers of his generation, Kutlar’s works reflect depression originating from city. Escape and pursuit for other lives determine the thematic pattern of his only short story book, İshak (1959). Besides his short stories, Kutlar has two poem books, Pera’lı Bir Aşk İçin Divan (1981) and Unutulmuş Kent (1986), and he does not separate his poetry from his story authorship with sharp boundaries. This is why literary effects of stories could be traced down in his poems and vice versa. Location is based on the city and spreads in a vast geography. In both of his poem books, deep impressions of Istanbul, Beyoğlu, Galata and its vicinity, Pera with its former name, forms the structure of thematic pattern. Confinement of individual by city, and pursuit and alienation of individual in city are combined with love, past, sadness and aspiration. City scenes function as the representation medium of psychologic crisis of individuals. This article examines the relation of city and individual, taking conditions of the period in which these poems were written into account.