Bir yumuşak güç: hayırseverlik
Abstract
Dünyadaki kaynaklar insanlığın ihtiyaçlarını karşılayacak kapasite ve çeşitliktedir. Kaynakların değerlendirilmesi ve ihtiyaçların karşılanmasına yönelik bazı görüşler bu ahengi bozmaktadır. Gelir dağılımındaki aşırı kutuplaşmalar insanlık tarihinin en acı, en kanlı sayfaları olarak bu gerçeği ortaya koymuştur. Son iki yüzyıl, Batı medeniyetinin felsefi temellerinden beslenen kapitalist anlayışın damgasını taşımaktadır. İnsanlık iki büyük dünya savaşını bu dönemde yaşamıştır. Zengin ve fakirler arasındaki uçurum, terörden insan kaçakçılığına kadar her türlü huzursuzluğu besleyen münbit bir bataklığa dönüşmüştür. Batının “giydirilmiş” yardım müesseseleri bu bataklığı kurutamaz. Gelir dağılımı adaletsizliğini kabul edilebilir bir düzeye çekmek için kendi medeniyet değerlerimiz ve onun taşıyıcıları olan “vakıf” ve diğer toplum kuruluşlarının güçlü bir şekilde sahaya inmesine ihtiyaç vardır. The resources of the world have the capacity and variety to meet the needs of human necessities However, some views on using the resources and on meeting the needs break this harmony. The results of extreme polarization in income distribution have resulted in experiencing the most painful and bloodypages of history. The last two centuries marked by the capitalist view fed by the philosophical basis of western civilization. The two devastating world wars were experienced in this period. The gap between the rich and the poor has become a fertile quicksand which supports every kind of troubles from terrorism to kidnapping. The “disguised” charities of the west cannot drain it. In order to reduce income inequalities to an acceptable level, Vakıfs (foundations) and other civil society organizations which are the representatives of our own culture and civilization are need to take part in the field efficiently.