The story of Turkey in three sea basin
Abstract
Coğrafi olarak üç deniz havzasının kesişim noktası Anadolu olduğu gibi, siyasi olarak Akdeniz havzasının cihan devletleri çıkarma velûdiyeti de yine bu üç deniz havzasının bileşiminde yatmaktadır. Burada kurulan ve yıkılan medeniyet ve devletler geride dünya siyasi tarihi için paha biçilmez arşivler, gelenekler ve dersler bırakmışlardır. Avrasya veya Afro-Avrasya olarak üç kıtanın birbirine temas ve geçiş noktalarında stratejik bir konuma sahip olan Türkiye’nin yaklaşık bir asırlık hikâyesinden bu kapsamda bazı dersler çıkarılması mümkündür. Bu hikâyeden çıkarılacak birinci ders, demokrasidir. İkinci ders, üst kimlik tanımlamasıdır. Üçüncü ders, Batıdan teknoloji transferi yaparken Batının sosyal, kültürel ve ahlâki değerlerini de almadaki hatadır. Türkiye bugün bu üç konudaki politikalarını gözden geçirmekte ve düzeltmeye çalışmaktadır. Siyasi sistemini vesayetlerden arındırarak halk iradesine bağlayacak yeni bir anayasa yapmaya hazırlanmakta ve demokrasi ile İslâm arasında vehmedilen çelişkiyi uygulamaları ile bertaraf etmektedir. Teknoloji transferi için kimlik ve kültürden feragat etmenin mânasızlığı ise bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır. Bir nevi Osmanlı hinterlandı sayılabilecek havza ülkeleri için bu siyasi laboratuvarın deney ve ulaştığı bulgulardan istifade edilmesi siyasi aklın bir gereğidir. Ancak bu çalışma üç deniz havzası ülkelerine veya eski Osmanlı hinterlandındaki ülkelere bir model sunmayı amaçlamıyor. Belkide amacı sadece yaşanan hikâyeden gerekli derslerin çıkarılmasıdır.