Zemahşerî’nin a‘cebu’l-‘aceb fî şerhi lâmiyyeti’l-‘arab adlı eserinde dilsel analiz düzeyleri
Abstract
Arap edebiyatı; ilk çağlarından itibaren bizzat kasidelere, bu kasidelerin şerhlerine ve mana, delaletlerinin beyanına yönelik bir ilgiye tanıklık etmiştir. Dilbilgisi ve edebi metinler arasında yakın bir bağlantı vardır. Bu da birçok dilbilimcinin bu metinleri açıklamasına bunun yanında onlardan anlam ve dilbilgisi kuralları türetmesine vesile olmuştur.
İşte bu çalışma, Zemahşerî’nin (ö. 538) tek bir kasideyi inceleyip tahlil etmekte ve “A‘cebu’l-‘aceb fî Lâmiyyeti’l-‘Arab” adlı eserinin anlamsal analiz düzeyini ele almaktadır. Nitekim “Lâmiyyetu’l-‘Arab” Arapların en ünlü şiir kasidelerinden biri olarak kabul edilirken, Zemahşerî ise en önemli dilbilimci ve gramercilerinden biri olarak bilnmektedir.
Şenferâ, bu kasidede dildeki tüm fonetik, morfolojik, sözdizimsel ve sözcüksel performansını açığa çıkarmayı başarmıştır. Durumları hassaslıkla resmetmede, duygularını itinayla aktarmada ve gerçekliği tasvir etmede kullandığı ilk araç dil olgusudur. Bir kişinin özelliklerini tepeden tırnağa resmetmiştir. Bir durumu ifade ederken tasvir etmek istediği her bir sahnede, kendini ana karakter ve o olayı bizzat yaşayan kişi konumuna koymuştur. Bulunduğu yerden başka bir yere ayrılmak üzere göç etmeden önce halka konuşma yapmıştır. Bize kendini anlatan bir tarif sunmuştur. Zor zamanlarında çektiği sıkıntıları, açlığı, soğuğu, sıcağı anlatmıştır. Okun fırlamasının yasını tutan yayı, bir sopanın çatlarken çıkardığı ses gibi çenelerinden sesler çıkan aç kurtları, yanmış toprağın üstünde kıvranıp duran yılanları, susuzluktan karnı guruldayan kedilerin haykırışlarını, dört bir yandan etrafını saran acıları, peşine düştüğü cinayetleri ve taranmamış, keçeleşmiş saçlarına kadar birçok şeyi betimlemiştir.
Çalışma neticesinde Zemahşerî, Kuran ayetlerini, Hz. Peygamberin hadislerini, şiir şevahitlerini ve Arap atasözlerini delil göstermek üzere kullanmıştır. Bazen çok fazla şevahitlerde bulunmaktadır. İlk beytin şerhinde üç beyit ve Kur’an’ın üç ayetile istişhat etmiştir. Zemahşerî’nin şerhinde bilimsel emanet karakteri ağır basmaktadır. Çünkü şevahitlerinin çoğunda, sözlerini arkadaşlarına sıkça atfetmektedir. Zemahşerî, Lâmiyye olguları çerçevesinde teorik raporları, ihtilaflı meseleleri ve nedenlerini basitleştirmeye çalışmıştır Yine Zemahşerî’nin gramer eğitiminde edebi zevki ve retorik üslubu kullanarak gramer ve morfolojik konuları itinayla ele alması, onun bu husustaki ustalığını göstermektedir.
Zemahşerî, el-Halîl, Sîbeveyh, el-Kisâî, el-Ferrâ’, el-Ahfaş, el-Esma'î, İbn Keysân, el-Fârisi ve el-Cevherî gibi lügat ve nahiv âlimlerinden istişhatta bulunmuştur. Ayrıca Nahiv görüşlerini daha fazla zikretmiştir. Zemahşerî’nin Lâmiyyetu’l-Arab üzerine yaptığı şerhinde yer alan en önemli metodolojik eksikliklerden biri, açıklama yaparken belirli bir metodu takip etmemesidir.
Çalışma neticesinde sözlüksel delaletin şerhte daha yaygın olduğu görülmüştür. Zemahşerî, kasidenin çoğu beytinde bunu hedef almıştır. Zemahşerî'nin yaratıcılığı sarf ve nahiv meselelerini, edebi zevk ve edebi üslup ile birleştirilmesinde yatmaktadır. Zemahşerî'nin bu şerhi aynı zamanda nahivcilerin üzerinde sıklıkla durdukları ve nahiv kaynaklarında bulunan temel dilbilgisi konularını da içermektedir. Kitap üzerinde yapılan okuma neticesinde Zemahşerî’nin dini ve şiirsel yönden zenginliğinin yanı sıra çeşitli lügat ilimlerini cem eden ansiklopedici yönü de ortaya çıkmıştır.
Araştırmacı, analitik açıklayıcı bir metot kullanmıştır. Araştırmamız bir giriş, önsöz, altı bölüm ve bir sonuçtan oluşmaktadır. Giriş kısmı araştırmanın önemini, amacını, planını, sınırlarını ve metodolojisini içermekte, önsöz kısmında ise Zemahşerî’nin Îcâz’ı ile Şenferâ’nın Lâmiyye’si tanıtılmaktadır. İlk bölüm, şerhteki metodolojik özellikleri ele almıştır. İkinci bölüm sesbiriminin özelliklerini vermektedir. Üçüncü bölüm morfolojik özellikleri açıklamaktadır. Dördüncü bölüm nahvin (sözdizimi) delâletini ele almaktadır. Beşinci bölüm, sözlüksel delâletin özelliklerine değinmiştir. Altıncı bölüm, mananın tahrir delâleti üzerinde durulmuştur. Devamında sonuç bölümü bulunmaktadır. Araştırmamızda kullanılan kaynaklar ve referanslar ile kaynakça listesi oluşturulmuştur.