Korunan alanlarda sürdürülebilir yönetimin etkinliği ve sorunları: Spil Dağı, Dilek Yarımadası - Büyük Menderes Deltası ve Marmaris Milli Parkları örneği
Özet
Her geçen gün artan nüfus, tüketim talepleri ve çevresel bozulmalar karşısında korunan alanlar, hem doğal hem de kültürel değerlerin korunarak sürdürülebilir bir yaşamın desteklenmesinde kilit öneme sahip alanlar olarak görülmektedir. Günümüzde karşı karşıya kalınan küresel iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı, çevre kirliliği, yoksulluk gibi birçok sorunla mücadele etmek için oluşturulan uluslar üstü kuruluşların ve ulusal girişimlerin çabalarıyla korunan alan oranı dünya genelinde artmaktadır. Bununla birlikte korunan alanların önemli bir kısmının yönetim kalitesinin bilinmemesi sürdürülebilir yönetim açısından önemli bir sorun olarak görülmektedir. Bu çalışmayla Türkiye’deki korunan alanların yönetim etkinlik düzeyi belirlenerek karşılaşılan yönetsel sorunların ve çözüm önerilerinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda, Ege Bölgesinde yer alan Spil Dağı Milli Parkı, Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkı ve Marmaris Milli Parkında bir uygulama gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmada yönetim etkinlik düzeyinin belirlenmesinde global düzeyde yaygın olarak kullanılan araçlardan Yönetim Etkinliğini İzleme Aracı (METT-4) kullanılmıştır. Korunan alanların sorunları ve çözüm önerilerinin belirlenmesinde ise tam alanda on beş yöneticiyle yapılan açık uçlu soruların yer aldığı yarı yapılandırılmış görüşme formu uygulanmıştır. Yapılan değerlendirmeler neticesinde; Spil Dağı Milli Parkının yönetim etkinlik düzeyi %58(orta düzeyde), Dilek Yarımadası-Büyük Menderes Deltası Milli Parkının %63 (iyi düzeyde) ve Marmaris Milli Parkının %48 (orta düzeyde) olarak bulunmuştur. Bu üç milli parkın yönetim etkinlik düzeyinin aritmetik ortalaması %56 olup, orta düzeyde bir etkinliğe işaret etmektedir. Dolayısıyla korunan alanların yönetim etkinlik düzeyinin yeterli olmadığı tespit edilmiştir. Korunan alanların yönetim unsurlarından özellikle planlamada ortalama %70’lik düzeyde en iyi durumda iken girdiler, süreçler, çıktılar ve sonuçlarda yeterli başarıya ulaşamadıkları belirlenmiştir. Araştırmada korunan alanların en önemli yönetsel sorunları; personel sayısının ve niteliğinin eksikliği ile mevzuatın, finansmanın ve koordinasyonun yetersizliği olarak belirlenmiştir. Korunan alanların bu sorunlarının çözümü için personel sayısının uzun devreli gelişme planlarında belirtilen sayıya ulaştırılarak niteliklerinin artırılması, doğa koruma mevzuatının iyileştirilerek statü çakışmalarını giderecek ve tüm korunan alanları kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi, korunan alan gelirlerinden daha fazla yararlanacak bir bütçe sisteminin kurulması ve koordinasyon eksikliklerini giderilmesine yönelik düzenlemelerin yapılması gerektiği belirlenmiştir. Sonuç olarak, Türkiye’deki korunan alanların sürdürülebilir yönetimini sağlamak amacıyla yönetim etkinlik düzeyinin arıtılması ve mevcut sorunlarının çözümü için gerekli çalışmaların kararlılıkla yapılması gerekmektedir. In the face of ever-increasing population, consumption demands and environmental degradation, protected areas are seen as areas of key importance in supporting a sustainable life by preserving both natural and cultural values. Today, the proportion of protected areas is increasing worldwide through the efforts of supranational organizations and national initiatives created to combat many problems such as global climate change, biodiversity loss, environmental pollution, poverty. On the other hand, the fact that the management quality of a significant part of the protected areas is not known is seen as an important problem in terms of sustainable management. With this study, it is aimed to determine the management effectiveness level of the protected areas in Turkey and to reveal the administrative problems and solution proposals. In this direction, an application has been carried out in Spil Mountain National Park, Dilek Peninsula-Great Menderes Delta National Park and Marmaris National Park in the Aegean Region. In this research, Management Effectiveness Monitoring Tool (METT-4), one of the tools widely used at the global level, was used to determine the level of management effectiveness. A semi-structured interview form, which included open-ended questions, was applied to fifteen area managers in the full area in order to determine the problems and solution proposals of the protected areas. As a result of the evaluations made; the management effectiveness level of the Spil Mountain National Park was found to be 58% (medium), the Dilek Peninsula-Great Menderes Delta National Park was 63% (good) and the Marmaris National Park was 48% (medium). The arithmetic average of the management effectiveness level of these three national parks is 56%, indicating a medium level of effectiveness. Therefore, it has been determined that the level of management effectiveness of protected areas is not sufficient. It has been determined that while the protected areas are in the best condition at an average level of 70%, especially in planning, they cannot achieve sufficient success in inputs, processes, outputs and results.The most important administrative problems of protected areas in the research; It was determined as the lack of number and quality of personnel and the inadequacy of legislation, financing and coordination. In order to solve these problems of protected areas, it was determined that increasing the qualifications of the number of personnel by reaching the number specified in the long-term development plans, the nature protection legislation should be improved and reorganized in a way to eliminate status conflicts and cover all protected areas, to establish a budget system that will benefit more from protected area revenues and to make arrangements to eliminate coordination deficiencies. As a result, in order to ensure the sustainable management of protected areas in Turkey, it is necessary to work decisively to improve the level of management effectiveness and to solve the current problems.