Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorArslan, Ramazan
dc.contributor.authorYılmaz, Mustafa
dc.date.accessioned2024-06-13T08:35:58Z
dc.date.available2024-06-13T08:35:58Z
dc.date.issued2023
dc.date.submitted2023
dc.identifier.citationYılmaz, M. (2023). Filyos Vadi Projesinin bölgesel kalkınma açısından önemi ve Mersin Serbest Bölgesi ile bir karşılaştırma. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi. Bartın: Bartın Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsütr_TR
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11772/16408
dc.description.abstractSerbest bölgeler milli gelir, istihdam, yatırım ve üretimin artmasına katkıda bulunan, ekonomik açıdan kalkınmada önem arz eden özel alanlardır. Bu özel alanlar, sağladıkları avantajlarla ülkeleri dış ticaret konusunda üstün konuma getirebilmektedir. Antik Çağ'a kadar giden serbest bölgelerin ilk uygulamaları özel site bölgeleri şeklinde olmuştur. Bu dönemde kral ya da kraliçeler, imparatorluk alanındaki yatırımcılara ekonomik kalkınmaya engel teşkil eden ihracat, ithalat vergisi ve kısıtlamalarından muaf olacakları özel site alanları sağlamışlardır. Serbest bölgeler konusunda ilk önemli adımlar 18.yüzyılda Hong Kong ve Singapur tarafından atılmış ve 19. Yüzyılda Güneydoğu Asya ülkelerine yayılmıştır. 1929 Dünya buhranıyla birlikte ilk örneklerinin Amerika'da görüldüğü Serbest bölgeler, ilerleyen dönemlerde tüm Avrupa ülkelerine yayılmıştır. İhracat konusunda ilk serbest üretim bölgeleri 1950'li yıllarda İrlanda'da kurulmuştur. UNCTAD' ın 2019 yılı Dünya Yatırım Raporu'na göre serbest bölgeler 147 ülkede 5400 düzeyine ulaşarak dünyadaki sayılarını giderek arttırmaktadır. Türkiye'de serbest bölge çalışmaları Osmanlı döneminde başlamasına rağmen bu konudaki çabalar, pek başarılı sonuçlar vermemiştir. Cumhuriyet Dönemi'nde de aynı çabalar devam etmiş, 1980'li yıllarda uygulanan ihracata dayalı sanayileşme modeli ile hız kazanmıştır. İlk serbest bölge, 1987'de Mersin'de kurulmuştur. 1990'lı yıllarla birlikte sayıları artan serbest bölgeler günümüzde on sekize ulaşmıştır. Serbest bölgeleri bölgesel kalkınma bağlamında da ele almak gerekir. Bu kapsamda serbest bölgeler, kuruluş amaçları itibariyle bulundukları ülkelere döviz girdisi yanında yabancı sermayeyi teşvik etmektedir. Teknoloji transferine imkân tanıyarak ihracata yönelik sanayiyi özendirmekte ve yerli sanayiye uluslararası piyasada rekabet avantajı sağlayarak ekonomiye önemli katkılar sağlamaktadır. Başta bölgesel kalkınmaya katkısı olmak üzere ülke ekonomisine katkıları bakımından çalışmanın konusu, Filyos Vadi Projesinin Bölgesel Kalkınma Açısından Önemi ve Mersin Serbest Bölgesi ile Bir Karşılaştırma olarak seçilmiştir. Düşünce temelleri II. Abdulhamid döneminde atılan ve Cumhuriyet tarihinin en önemli bir ulusal yatırım projesi olan Filyos Vadisi Projesi, genel anlamda bir yatırım havzasıdır. İçinde Filyos Limanı, Filyos Endüstri Bölgesi, Filyos Serbest Bölgesi ve Serbest Bölge Gelişme alanını barındırmaktadır. Mersin Serbest Bölgesi'nin özelliği ise, Türkiye'de kurulan ilk serbest bölge niteliğini taşıması ve Filyos limanı gibi bir liman kenti olmasıdır. Çalışmanın amacı, her iki liman kentini çalışma konusu bağlamında işlevleri bakımından bir karşılaştırmasını yapmak, bölgesel kalkınma açısından önemine vurgu yapmak ve bu alandaki literatüre katkı sağlamaktır. Bu maksatla çalışmanın yöntemi olarak tarihsel karşılaştırmalı yöntem tercih edilmiştir. Filyos Vadisi projesinin bölgesinde göç sorununa çözüm getireceği, bölgede 40 binden fazla kişiye istihdam imkânı sağlayacağı, bu ekonomik gelişmelerin pozitif dışsallık oluşturarak bölgesini enerji, teknoloji ve lojistik üssü haline getireceği beklenmektedir.tr_TR
dc.description.abstractFree zones are special areas that contribute to the increase of national income, employment, investment and production and are important for economic development. These special areas, with the advantages they offer, can put countries in a superior position in foreign trade. The first applications of free zones, which date back to ancient times, were in the form of private settlements. In those days, kings or queens would set aside special areas for investors in the empire, exempting them from export and import taxes and restrictions that hindered economic development. The first important steps towards free zones were taken by Hong Kong and Singapore in the 18th century and spread to Southeast Asian countries in the 19th century. With the Great Depression of 1929, free zones, the first examples of which were seen in the United States, spread to all European countries in the following periods. The first free export production zones were established in Ireland in the 1950s. According to UNCTAD's World Investment Report 2019, the number of free zones in the world is gradually increasing, reaching 5,400 in 147 countries. Although free zone studies in Turkey began in the Ottoman period, efforts in this area did not yield successful results. The same efforts continued in the Republican era and gained momentum with the export-oriented industrialisation model implemented in the 1980s. The first free zone was established in Mersin in 1987. The number of free zones increased in the 1990s and today there are eighteen. Free zones should also be seen in the context of regional development. In this context, free zones promote the inflow of foreign capital and foreign exchange to the countries where they are located. They promote export-oriented industries by enabling technology transfer and make a significant contribution to the economy by giving domestic industry a competitive edge in the international market. In terms of their contribution to the country's economy, especially their contribution to regional development, the subject of the study was chosen as The Importance of Filyos Valley Project in terms of Regional Development and a Comparison with Mersin Free Zone. The Filyos Valley Project, whose foundations were laid during the reign of Abdulhamid II and which is the most important national investment project in the history of the Republic, is an investment basin in general. It includes the Filyos Port, the Filyos Industrial Zone, the Filyos Free Zone and the Free Zone Development Area. Mersin Free Zone is characterised by the fact that it was the first free zone to be established in Turkey and that it is a port city like Filyos Port. The aim of the study is to compare the two port cities in terms of their functions in the context of the subject of the study, to highlight their importance in terms of regional development and to contribute to the literature in this field. To this end, the historical comparative method has been chosen as the method of study. It is expected that the Filyos Valley Project will bring a solution to the migration problem in the region, provide employment opportunities for more than 40 thousand people in the region, and transform the region into an energy, technology and logistics base by creating positive externalities from these economic developments.tr_TR
dc.language.isoturtr_TR
dc.publisherBartın Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccesstr_TR
dc.subjectBölgesel kalkınmatr_TR
dc.subjectFilyos Vadi Projesitr_TR
dc.subjectMersin Serbest Bölgesitr_TR
dc.subjectSerbest bölgelertr_TR
dc.subjectFilyos Valley Projecttr_TR
dc.subjectFree zonestr_TR
dc.subjectMersin Free Zonetr_TR
dc.subjectRegional developmenttr_TR
dc.titleFilyos Vadi Projesinin bölgesel kalkınma açısından önemi ve Mersin Serbest Bölgesi ile bir karşılaştırmatr_TR
dc.title.alternativeThe importance of the Filyos Vadi Project in terms of regional development and a comparison with Mersin Free Zonetr_TR
dc.typemasterThesistr_TR
dc.contributor.departmentBartın Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsütr_TR
dc.contributor.authorID-tr_TR


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster