Kamusal alanların mekânsal organizasyonu
Tarih
2017Yazar
Gökgür, Pelin
Çelikyay, Hatice Selma
Özer, Mehmet Nazım
Çabuk, Suat
Tarhan, Sinem
Açıksöz, Sebahat
Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Kamusal alanlar, toplumun her kesiminin eşit ölçüde kullanım hakkının olduğu ve bu bağlamda planlanması ve tasarlanması gereken alanlardır. Kentlerde yapılı çevre dışındaki boşlukları oluşturan bu alanlar, günümüz kentlerindeki kalabalıklaşmanın ve düzensizliğin yarattığı karmaşaya bir çözüm olarak, “insan odaklı mekânlar”, “yaya dostu şehirler”, “yavaş şehirler” vb. yaklaşımlarla yaşanılır alanlar haline getirilmeye çalışılmaktadır. Kamusal alanların “kamusallık” işlevini sürdürebilmesi için “kamu”yu oluşturan tüm vatandaşların erişimine ve kullanımına açık olması ve aynı zamanda teşvik edici olması gerekir. Sosyal ve beşeri bilimlerin de ortak paydasını oluşturan “kamusal alan”ın toplumu oluşturan bireylerin gönenci, mutluluğu ve huzuru adına düzenlenmesi ancak disiplinlerarası bir işbirliği ile sağlanabilir.
Kamusal alanların mekânsal organizasyonunu sağlayan süreçleri ve bu süreçlere yön veren temel yaklaşımları içeren bu kitapta yer alan bölümlerin sıralanışına, konuların devamlılığını sağlamak üzere kuramsal bilgi akışı çerçevesinde yer verilmiştir.
Birinci bölümde Pelin Gökgür, kamusal alan, kamusal alanın mekânsal oluşumu ve tarihsel süreç içerisinde kamusal alanın değişimi ve dönüşümüne ilişkin temel faktörleri geniş kapsamlı olarak sunmaktadır.
İkinci bölümde Selma Çelikyay, kamusal alanı kamunun oluşturduğunu vurgulayarak, kamusal alanın mekânsal organizasyonunu sağlayan tek araç olan kentsel tasarım süreçlerindeki temel yaklaşım ve eylemleri belirterek, kamusal alanı tanımlayan ve bireyin zihnindeki kent imgesini oluşturan mekânsal ögeleri sunmaktadır.
Üçüncü bölümde Nazım Özer, kamusal mekânın kimliği ve temel niteliklerini vurgulayarak, kentsel tasarım süreçlerinin temel aracı olan kentsel tasarım rehberlerinin hazırlanmasına, kapsamına, uygulanmasına ilişkin ilkeleri ve sürece yön veren güncel yasal çerçeveyi geniş kapsamlı olarak sunmaktadır.
Dördüncü bölümde Suat Çabuk, kentlerin biçimlenişine yön veren başlıca faktörlerden biri olan sanayi gelişim sürecinin bir köy yerleşmesini nasıl bir kente dönüştürdüğünü anlatmakta, Cumhuriyet Dönemi kentlerinden biri olan Karabük’ün mekânsal biçimlenişini ve kamu mekânlarını sunmaktadır.
Beşinci bölümde Sinem Tarhan, toplumsal cinsiyet kavramını oluşturan kalıp yargılarını, bu yargıların eğitim ve sosyalleşme sürecine, dolayısıyla da kamusal alana yansımalarını geniş kapsamlı olarak sunmaktadır.
Altıncı Bölümde Sebahat Açıksöz, cinsiyet-mekân ilişkisi bağlamında toplumsal cinsiyet eşitliğinin/eşitsizliğinin mekâna yansımalarını irdelemekte, toplumu oluşturan cinslerden biri olarak kadına da kamusal alan kullanımında eşit olanaklar sağlanmasını vurgulamakta, kadın dostu kentler yaklaşımının araçları doğrultusunda mekânsal planlama ve tasarım önerileri sunmaktadır. Bilimsel bir kaynak olarak hazırlanmış olan bu kitabın “kamusal alan”, “kentsel tasarım”, “mekân organizasyonu”, “toplumsal cinsiyet eşitliği”, “kadın dostu kentler” konularıyla ilgilenen akademisyenler ve öğrencilerimiz için bir başvuru kitabı olmasını diler, değerli katılım ve katkılarıyla kitabın oluşmasını sağlayan bölüm yazarlarına teşekkür ederim.
“KAMU” olmadan “KAMUSAL ALAN” olmaz!
Doç.Dr. H. Selma ÇELİKYAY
Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü
Ekim, 2017