Deprem sonrasında acil sağlık hizmetlerinde lojistik süreçlerin bekleme hattı (kuyruk) modeli ile optimizasyonu: Bartın ili örneği
Abstract
Afetler, halk sağlığı terimiyle, zarar gören nüfusun hayatta kalmasına yardımcı olmak ve bunu sağlamak için çok çeşitli acil durum kaynaklarına ihtiyaç duyulmasıyla sonuçlanan yıkıcı olaylardır. Afetler sonrasında toplumun bir kısmını ya da tamamını etkileyen sosyal ve ekonomik kayıplar ortaya çıkmakta, mevcut kaynaklar yetersiz kalmakta ve özellikle acil sağlık hizmetlerinin yükü artmaktadır. Kısa sürede çok sayıda insanın yaralanmasına ya da ölümüne neden olan afetlerin sonrasında acil sağlık hizmetlerinde etkili ve verimli hizmet sunumu ön plana çıkmaktadır. Bu doğrultuda bu alanda yapılan araştırmalar önem arz etmektedir. Diğer tüm afetler gibi depremler de şiddetine, yıkım gücüne ve etkilediği alandaki nüfus yoğunluğuna bağlı olmak koşuluyla pek çok insanı acil tıbbi yardıma muhtaç hale getirmektedir. Tezin temel amacı deprem sonrası acil yardıma ihtiyaç duyan yaralıların uzun bekleme sürelerini azaltmak, yaralıların daha fazla zarar görmesini ve ölümlerini engellemek için gerekli olan acil sağlık hizmetini en kısa sürede ulaştırmak için uygulanabilir bir model oluşturmaktır. Bu amaç doğrultusunda bekleme hattı teorisinden faydalanarak karışık tam sayılı doğrusal bir matematiksel model oluşturulmuştur. Bu modelde amaç deprem bölgesinde atanan ambulans sayısına göre minimum bekleme zamanın tespit edilmesi, potansiyel ambulans bekleme istasyonları arasında bütçe ve kapasite kısıtını göz önüne alarak minimum zaman diliminde olay yerine müdahale edecek ambulans bekleme yerlerinin tespiti ve müdahale edilen yaralıların en yakın hastaneye atanmasını oluşturmaktadır. Oluşturulan modelde sistem etkinliğini artıracak çözümler bulunmuş, bu model kullanılarak bekleme süresini azaltmayı amaçlayan senaryolar üretilmiştir. Karışık tam sayılı programlama modelin test edilmesi amacıyla Bartın ili şehir merkezi verileri CPLEX çözücüsü ile optimal değerler alınmıştır. Acil sağlık hizmetlerinde yaralılara müdahale süresinin minimize edilmesine yönelik istasyon kapasiteleri, ambulans sayıları ve temel performans göstergeleri olmak üzere üç farklı senaryo geliştirilmiştir. Çalışma sonucunda istasyon kapasitesinin arttırılmasının yaralılara müdahale etme süresini değiştirmediği, ambulans sayısının arttırılmasının ise bekleme süresini önemli ölçüde azalttığı tespit edilmiştir. Temel performans göstergelerinin esnetilmesi senaryosunda ortalama geliş hızı (ʎ) sabit kalmış, ortalama hizmet oranı (µ) değeri arttırılıp azaltılmıştır. Sonuçta ortalama hizmet oranı değeri arttırıldığında bekleme müddeti azalmış, ortalama hizmet oranı değeri azaldığında ise bekleme müddeti artmıştır. Elde edilen bulgular sonucunda araştırmacılara ve karar vericilere yol gösterici nitelikte önerilerde bulunulmuştur. After disasters, a portion or the entirety of the society is negatively affected, leading to an increase in social and economic losses, inadequate existing resources, and a consequent rise in the burden on emergency healthcare services in developing countries. Disasters, which cause numerous injuries and deaths in a short period, result in a heightened demand for urgent medical assistance. However, the capacity of emergency healthcare services does not increase proportionally. These reasons necessitate an increase in both the quantity and quality of research in the field to ensure the effectiveness of service delivery in emergency healthcare. Like all other disasters, earthquakes, depending on their intensity, destructive power, and population density in the affected area, render many individuals in need of urgent medical aid. This thesis primarily aims to develop a feasible model to reduce the waiting time for injured individuals in need of emergency assistance after earthquakes, and to deliver the required urgent healthcare services in the shortest possible time to prevent further harm and fatalities. The constructed model utilizes the waiting line theory, which detects real-life situations, and generates a mathematical model that employs solutions to enhance system efficiency. The model is validated using the GAMS program and proposes scenarios to reduce waiting times. The case study is centered on the city center of Bartın. To test the developed models, the GAMS program with the CPLEX solver is employed for mixed integer programming, and the ANTIGONE solver is utilized for nonlinear constraints. In the scenarios developed based on station capacities, ambulance numbers, and key performance indicators, it is observed that increasing station capacities does not alter the objective function of minimizing the intervention time for injured individuals. Moreover, the waiting time remains unchanged regardless of whether station capacities are decreased or increased. In the scenarios based on ambulance numbers, increasing the number of ambulances significantly reduces the waiting time. In the flexibility scenario of key performance indicators, the average arrival rate ʎ is kept constant while the average service rate µ is both increased and decreased. It is observed that the waiting time decreases when the average service rate µ is increased, and it increases when the average service rate µ is decreased. The findings of this thesis have a guiding value for decision-makers.