İmmünoterapi ilişkili semptomlar ve yönetimi
Abstract
Kanser, global çapta sık görülen ve hayatı tehdit eden hastalıklardan biridir (1,2). Fakat son yıllarda gelişen tedavi
seçenekleri kanseri yenmede umut vermektedir. Yeni gelişen tedavi seçeneklerinde biri olan immünoterapiler,
immün sistemin kansere karşı aktivasyonunu içeren yeni bir tedavi yaklaşımıdır. İmmünoterapi hem solid
hem de hematolojik maligniteleri tedavi etmek için kullanılmaktadır (3-5). Özellikle immün kontrol noktası
inhibitörleri, melanom, küçük hücreli olmayan akciğer kanseri ve diğer kanserlerin tedavisi için önemli
gelişmeler göstermektedir (6). Kanser tedavisi rejimlerine immünoterapinin dahil edilmesi ile onkoloji
hemşirelerinin hastaları ve aileleri en iyi şekilde eğitebilmesi ve yan etkileri yönetebilmesi için bu yeni ajanlar
hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir (3). Bu derleme, immünoterapi alan hastalarda görülen semptomlar
ve yönetimi için neler yapılması gerektiği konusunda bir bakış sunmak amacıyla yapılmıştır.
Kanser immünoterapileri, farklı etki mekanizmalarına sahiptir ve temel olarak adaptif T hücre transferi,
onkolitik virüsler, kanser aşıları ve monoklonal antikorlar olmak üzere dört kategoriye ayrılırlar (3,5).
Hasta eğitimi, immün aktivasyonun açıklanması ve immünoterapiye verilen yanıtların kemoterapiden farklı
olduğunu içermelidir (3,4). Ayrıca, yan etkiler inflamasyon belirtileri ile karakterizedir ve zamanında müdahale
edilebilmesi için hastalara, immünoterapiye bağlı gelişen yan etkiler hakkında bilgi verilmelidir (3). İmmün
aracılı kolit, en yaygın yan etkilerden biridir. Hastaların, gastrointestinal yan etkilere erken müdahalesini
sağlamak için, hasta ve ailesi şişkinlik, kramp, dışkıda kan veya mukus görüldüğünde mutlaka sağlık
ekibine haber vermesi konusunda bilgilendirilmelidir. Hafif gastrointestinal semptomlar diyet değişiklikleri
veya loperamid uygulaması ile giderilebilse de, ilk değerlendirmeye göre günde 7’den fazla dışkılama ve
semptomların şiddetli olması, ajanın kesilmesini ve kortikosteroid tedavisine başlamayı gerektirebilir.
Otoimmün hepatit görülen önemli yan etkilerden biridir ve aspartat transaminaz, alanin transaminaz ve
bilirubin değerlerinde asemptomatik bir artış, yorgunluk ve ateş görülür (7). Yaygın görülen diğer semptom
pnömonittir, bu yan etki kolit veya hepatit kadar yaygın değildir, ancak morbidite ve mortalite ile ilişkilidir
ve sıklıkla tedavinin kesilmesine neden olur. Hasta ve ailesine nefes darlığı, öksürük, göğüs ağrısı ve ateş
gibi solunum fonksiyonlarındaki değişiklikleri bildirmeleri konusunda eğitim verilmelidir. Şiddetli vakalarda
kortikosteroid veya oksijen tedavisi gerekli olabilir (8). İmmün aracılı kutanöz toksisiteler arasında prurit,
makülopapüler döküntüler, vitiligo, Stevens-Johnson sendromu, Sweet sendromu, toksik epidermal nekroliz,
büllöz pemfigoid ve liken skleroz bulunur. Hemşireler, hasta ve ailesini kaşıntı, kızarıklık, pullanma gibi
belirtiler görüldüğünde sağlık ekibine bildirmeleri gerektiği konusunda eğitmelidir. Kaşıntıyı gidermek için
antihistaminiklere ek olarak, kokusuz kremler, güneş koruyucular, ılık duşlar ve yulaf ezmesi banyoları
önerilebilir (3, 9).
İmmünoterapi kanser tedavisinde umut verici gelişmeler sağlamıştır. Bu nedenle, hemşireler semptomların en
aza indirilmesini sağlamak için immunoterapi ve ilişkili yan etkiler konusunda bilgi sahibi olmalı ve hasta ve
ailesinin eğitimini sağlamalıdır.