Eşitlik kavramı bağlamında yeni sosyal bilgiler öğretim programlarının incelenmesi
Abstract
Geçmişten günümüze insanların uğrunda en çok mücadele verdiği kavramlardan biri eşitlik kavramıdır. Sosyolojik anlamda eşitlik, bedensel ve ruhsal farklılıkları ne olursa olsun bireyler arasında sosyal ve siyasal haklar yönünden ayrımcılığa maruz kalmamaktır. Hukuki anlamda eşitlik ise, kanun önünde herkesin eşit muamele görmesidir. Eşitlik kavramı alanlara göre farklı anlamlara gelse de genel olarak eşitlik, hakların ve imtiyazların herkes için aynı olması demektir. Tarih boyunca insanlar sosyal, iktisadi, ekonomik ve siyasi haklar açısından eşit olabilmek için var gücü ile çaba göstermişlerdir. Önceleri sınıflar arası eşitlik arayışları yaşanırken günümüze yaklaştıkça eşitlik isteklerinin boyut değiştirdiği, özellikle cinsiyetler arası eşitliğin ön plana çıktığı görülmektedir.
Liberal demokrasinin en önemli kurucu öğelerinin başında, birey, yurttaş, haklar ve rıza gelir, fakat pek çok feminist bu kategorilerin eril olduğunu ileri sürmektedir. Seyla Benhabib’e göre (1995), vatandaşlık açısından feminizm ve kadın hareketleri her zaman bir ikilem barındırmıştır. Bu ikilem, erkeklerden farklı olmalarına karşın onlarla eşit olmak ve kadının geleneksel alanını genişleterek toplumu oluşturan tüm üyelere karşı kadının kadın olmasından kaynaklanan özel alanı koruma arasındaki eşitlik ve farklılık ikilemidir. 1960’lardan 1990’lara kadar geçen sürede feminist hareketin eşitliğe dayalı olarak farklı temalara vurgu yaptığı görülmektedir. Bu da feminist hareketin bölünmesine ve yeni feminist akımların ortaya çıkmasına etki etmiştir. Oluşan bu akımlar arasında, liberal feminizm, radikal feminizm, Marksist feminizm ve sosyalist feminizmin etkili olduğu görülmektedir. Liberal feminizm, kadın erkek eşitsizliğinin liberal demokrasinin bir eksiği olduğuna dikkat çekmiş, herkesin eşit haklara sahip olmasına vurgu yapmıştır. Radikal feministler, kadın bedeni ve cinselliğe odaklanmışlar ve kadının ezilmesinde bu faktörlerin etkili olduğunu dile getirmişlerdir. Marksist feministler daha çok kadınların ayrımcılığa maruz kalmalarında sosyal sınıf, etnik köken, kültürel farklılıkların etkili olduğunu belirtmiş, sınıfsal farklılıklara vurgu yapmıştır. Sosyalist feminizm ise kadınların ayrımcılığa maruz kalmalarında sınıfsal farklılıkların etkisi kadar toplumsal cinsiyet rollerinin de etkili olduğunu savunmuşlardır. Bütün teorilerin ortak noktası ise kadın ve erkeğin toplumun her alanında eşit olması gerektiğini savunuyor olmalarıdır.
20. yüzyılın en önemli temel olgularından birinin ise eğitimde eşitlik olgusu olduğu görülmektedir. Sosyal hayatta insanlara eşit yaşam fırsatları oluşturulması açısından en önemli kurum eğitim kurumlarıdır. Bununla birlikte eğitim sistemi eşitlik üzerine kurulu olmalıdır. Bu sistem içinde başarı şansı, sınıf, etnik köken veya cinsiyetten bağımsız ve herkes için eşit olmalıdır. Aynı zamanda mesleki statü ve alınan ödüllerde toplumsal cinsiyet, etnik köken ve toplumsal sınıfın bir etkisinin olmaması gerekmektedir. Eşitliğin temel prensip haline getirildiği eğitim ortamlarında yetişen bireylerin de ilerleyen süreçte hayatlarında eşitliğe önem veren, insan hak ve onuruna saygılı bireyler olmaları açısından önemlidir.
Öğretmenlerin düşünce biçimlerinin ve yurttaşlıkla ilgili erdemlerinin öğrencilere aktarılması ve de liberal demokratik yönetim biçimlerinin yeniden inşası için devlet ve özel eğitim kurumlarına oldukça önemli görevler düşmektedir. Özellikle amacı, etkin ve bilinçli yurttaşlar yetiştirmek olan sosyal bilgiler dersleri kapsamında verilecek olan vatandaşlık eğitiminin yetiştirilecek olan yurttaşlar açısından önemi daha iyi anlaşılacaktır. Bu ders kapsamında verilecek olan eğitimin, öğrencilerde eleştirel düşünceyi geliştirici, görev ve sorumluluk bilinci kazandıran, eşitlikçi ve aktif katılıma dayalı olarak verilmesinin, Türkiye’de ihtiyaç duyulan vatandaşların yetiştirilmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Bu çalışmanın amacı eşitlik kavramının gelişim sürecinin irdelenerek toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimine yönelik çıkarımlarda bulunmaktır. Araştırmada nitel betimsel araştırma yaklaşımına bağlı olarak “doküman incelemesi” kullanılacaktır. Araştırmada veri kaynağı olarak ilköğretim 4,5,6 ve 7. sınıf sosyal bilgiler dersi öğretim programları (MEB, 2017) kullanılacaktır. Araştırmaya ait bulgu ve sonuçlar tam metinde yer verilecektir.