Bulgaristan ve Türkiye’nin kültür ve kütüphanecilik tarihinde iki önemli kurum: Chitalishteler ve Halkevleri
Özet
Ulusların kültürel kalkınmasında vazgeçilmez bir unsur olan kültür kurumları, içinde bulunduğu toplumun sosyal ve kültürel gelişiminde önemli rol oynayan çekim merkezlerindendir. Chitalishteler ve halkevleri, Bulgaristan’da ve Türkiye’de kollektif bir ulus kimliği yaratarak, halkın eğitsel ve kültürel kalkınmasına katkı sağlamayı amaçlayan önemli kültür kurumlarıdır. Bu kurumlar gerçekleştirdikleri faaliyetlerle ülkelerinin en stratejik eğitim ve kültür merkezleri olmuşlardır. Bu çalışmada Bulgaristan’ın kültür ve kütüphanecilik tarihinde son derece önemli bir yere sahip olan ve günümüzde de Bulgaristan’ın en yaygın kütüphane ağı ve toplumsal merkezleri olan chitalishteler ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminin önemli eğitim ve kültür kurumlarından birisi olan halk evleri genel hatlarıyla incelenecektir.
Türkiye’de halkevleri ile ilgili yapılan çalışmalara bakıldığında; genellikle bu kurumlarla Çekoslavakya’daki sokollar, Almanya’daki yurttaş evleri, İtalya’daki dopolavorolar, Sovyetler Birliği’ndeki komsomollar, Fransa’daki jakoben kulüpleri gibi dönemin kültür misyonu taşıyan kurumlarıyla arasındaki benzerliklere dikkat çekildiği görülmektedir (Şimşek, 2002, s. 22-26). Bu çalışmalarda Türkiye’nin komşusu ve çok yakın tarihsel bağları olan Bulgaristan’daki en yaygın kültür kurumları olan chitalishtelerle halkevleri arasındaki büyük benzerliklere hiç değinilmemiş olması oldukça ilginçtir. Zira bilindiği üzere Mustafa Kemal Atatürk, Balkan Savaşlarından bir süre sonra Sofya’da askeri ataşe olarak görev yapmıştır (Süleymanoğlu Yenisoy, 2011). Atatürk’ün görev yaptığı süre boyunca hiç chitalishte görmemiş olması ya da chitalishtelerin hizmet ve etkinliklerinden habersiz olması çok zayıf bir ihtimaldir. Ayrıca gerek Türk ocaklarını gerekse halkevlerini kuran kadronun da Avrupa’daki örneklerden daha ziyade; yakınımızdaki ortak tarih ve kültür mirasına sahip olduğumuz Bulgaristan’daki chitalishtelerden etkilenme ihtimali daha yüksek görünmektedir. Çalışmanın hareket noktasını da bu düşünce oluşturmaktadır. Bu kapsamda çalışmada diğer çalışmalardan farklı olarak chitalishtelerle Halkevleri arasındaki benzerlikler ele alınacaktır. Çalışmanın ayrıca Türkiye’de chitalishteler hakkında kapsamlı bilgi sunan ilk araştırma olması açısından da literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu çerçevede çalışmada ilk olarak chitalishteler, ardından ise halkevleri hakkında genel bir değerlendirme yapılacaktır. Çalışmanın tartışma ve sonuç bölümünde ise iki kültür kurumu arasındaki benzerlikler ve farklılıklar ele alınarak, konu ile ilgili genel bir bakış açısı ortaya konulmaya çalışılacaktır.