Akademik terfideki darboğaz : Doçentlik sınavı
Özet
Genelde eğitimin, özelde yükseköğretimin üç temel unsuru bulunmaktadır. Eğitimin odağına öğrenci konulursa onu çevreleyen halkayı öğretim üyeleri teşkil eder. Sacayağının üçüncüsü ise müfredattır. Öğrenci merkezli eğitim ve müfredatla ilgili tartışmalar son derece önemli olmakla birlikte bu çalışmanın kapsamı dışında tutulmuştur. Bunların yerine, eğitimin vazgeçilmezi olan öğretim üyeleri ve onlar arasında da bilfiil bir kriz alanı olan yardımcı doçentlerin akademik terfisi mercek altına alınmıştır. 1981 yılında çıkarılan Yükseköğretim Kanununda diğer öğretim üyelerinden farklı olarak doçentlik için “doçentlik sınavını başarmış akademik unvana sahip kişiʺ ifadesi kullanılmıştır. İşte bütün fırtınalar da “doçentlik sınavını başarmada” kopmaktadır. Çünkü baraj yanlış bir yere kurulmuştur. Öğretim üyeliğinin iki ucunda yani yardımcı doçentlik ve profesörlükte yükseltme ve atamadan bahsedilirken, doçentlik sınava bağlanmaktadır. Yükseköğretim kalitesi belirli bir seviyede olan ülkelerde örneğine rastlanmayan bu sınav, Türkiye’de sistemi darboğaza sokmaktadır.