İşlevci çeviri kuramlarının sözde çeviriye uygulanabilirliği üzerine bir araştırma
Abstract
Sözde çeviriler çeviri olduğu iddiasıyla yayınlanan ancak aslında gerçek çeviri olmayan, yani iki dil arasında çevirinin gerekli olmadığı bir durumdur. Metnin yazarı tarafından ideolojik, kültürel, toplumsal, ticari vb. nedenlerle başvurulan sözde çeviride bir dilden diğer dile yapılan dilsel ve kültürel aktarım gibi bir durum söz konusu değildir. Zira ortada kaynak ve erek metin arasında kurulan bir ilişki yoktur. Yazar kendisini çevirmen olarak tanıtarak bir sözde çeviri türetmesine karşın aslında ürettiği yine kaynak metindir. Ancak Toury’ye göre çeviri olduğu varsayımıyla yayınlanan her metin bir çeviridir. İşte bu noktada şöyle bir soru akla gelmektedir: gerçek bir çeviri olmamasına rağmen çeviri olduğu iddiasıyla yayınlanan metinlerde kaynak ve erek metin arasındaki dilsel ve kültürel aktarımı kolaylaştırmak için ya da çevirileri betimleyerek bir dönem,sosyo-kültürel yapı vb. hakkında bilgi sahibi olunması için başvurulan çeviri kuramlarının konumu nedir? Bir diğer ifade ile, madem sözde çeviri bir tür çeviri, o halde bu tür metinlerin yazımında da çeviri kuramlarının uygulanması gerekmez mi? Bu sorulardan hareketle bu çalışmada sözde çeviri üzerinde durularak çeviri kuramlarından işlevci çeviri kuramlarının sözde çeviriye uygulanabilirliği tartışılmış ve Nihal Yeğin Obalı’nın 1950’de bir sözde çeviri türü olarak kaleme aldığı Genç Kızlar adlı roman üzerinden tartışma somut bir düzleme oturtulmaya çalışılmıştır. Pseudotranslationis a method of writing that is published as a translation though it is not a genuine translation and is performed for ideological, cultural or social reasons. In pseudotranslation it is not necessary to translate between a source and a target text becausethere is not a linguistic and cultural transfer between two languages but a creation of a so-called translation which is in fact a source text. According to Toury, every text which is published with the assumption that it is a translation should be calledtranslation. At this point, a question arises: What is the position of the translation theories that are either applied to facilitate the linguistic and cultural transfer between the source and the target text or that are used to make descriptions of translations of a certain period or culture for information in pseudo-translations? In other words, if pseudo translation is a kind of translation, then does anyone have to apply translation theories in writing such texts? Based on these questions, this study discusses the applicability of functional translation theories to pseudotranslation by giving examples from Nihal Yeginobali’s Genç Kızlarso as to make the study concrete.