Türkiye’nin üniversite gerçeği ve bir öneri
Abstract
Üniversiteler entelektüel katma değer, patent, icat, keşif ve yenilik gibi araçlarla toplumları dönüştüren önemli yapılardır. Bilgi çağının bu en stratejik kurumları, ülkelerin dünyadaki konumlarını belirlemede tartışmasız bir üstünlük elde etmişlerdir. Yükseköğretimdeki sıkıntıların belki de yarısı arz kaynaklıdır. Ancak meselenin diğer yarısını da kalite yetersizliklerinden kaynaklanan sorunlar teşkil etmektedir. Dünya üniversiteler sıralamasında Türk üniversitelerinin yeri bu gerçeği ortaya koymaktadır. Bu iki sorunun Türkiye’ye faturası gayet ağırdır. Bizatihi fırsat oluşturan dinamik genç nüfus muazzam bir beşeri sermaye avantajı sunarken, değerlendirilemediğinde problem kaynağına ve tehdide dönüşmektedir. Dahası Türkiye konumu ve tarihi hinterlandına rağmen uluslararası eğitim sektöründe hak ettiği payı alamamaktadır. Türkiye’nin yükseköğretim vizyonu ne olmalıdır? Bu sorunun cevabı yukarıda sayılan risk unsurlarının avantaja, tehdit unsurlarının fırsata dönüştürülmesinde yatmaktadır. Universities are important institutions which convert the societies by means of value added intellectual capital, patents, inventions, discoveries and innovations. Universities as the most strategic institutions of the information age have indisputable leading decisive role in determination of countries’ position in the world. When we have a look at the position of Turkish higher education within the world, problems can be seen both in terms of numerical competence to satisfy the existing demands together with the standards and quality. Probably half of the grievances of the higher education is supply-origined. However, the other half of the issue is related with the problems stemming from the lack of quality.The ranking of Turkish universities among world universities reveals the reality. The bill of these two problems for Turkey is very serious. While notably dynamic young population provides great human capital advantage, if usage of this advantage to good accounts can not be accomplished, it can turn into source of problem and threat. Moreover, despite it’s location and historical hinterland, Turkey can not get itswell-deserved share from international education sector. What should be the vision of Turkish higher education? The answer of this question lies on the transformation of risk definitions into advantages and threat elements into opportunities.