Edebiyat ve mekân bağlamında Safiye Erol'un Ülker Fırtınası romanı üzerine inceleme
Özet
Edebiyatın mekân tasavvuru, bireysel ve toplumsal hassasiyetlerin; geçmiş, şimdi, gelecek düzleminde gösterdiği duyarlılığın görüntüleri olarak da düşünülebilir. Mekânlar, edebi eserlerde hatırlamanın, nostaljinin, kültürel birikimin, sosyolojik değişimin, insan ruhunu anlama çabalarının bir parçası olarak somut gerçeklikleri birer olgu yahut duyguya dönüştürür. Edebiyatın belirgin özelliklerinden biri de, gerçeklik algısına hem nesnel ölçütleri kullanarak hem de bu ölçütlerin sınırlarını zorlayarak ulaşabilmesidir. Edebiyat, nesnel ölçütlerini yalnızca karakter tasviri ve vak’a zincirinde kaybetmez. Farklı duygulanmaların, biçimlendirmelerin, mesajların görünür olabilmesi için mekân tasavvuru ve tasviri nesnel ölçütlere uyularak ön plana çıkarabilir. Yanı sıra zihinsel atmosferin çabuk ilerleyen ya da durağan göstergesi; geçmiş duygusunu çevreleyen, gelecek tasavvurunu biçimlendiren atmosferin belirleyici unsuru olarak mekân algısında nesnellik sınırlarını zorlayabilir. Bu nedenle edebi eserlerde mekân kullanımının pek çok farklı anlam boyutları vardır. Mekânlar, edebi eserde temayı destekleyen katmanlı ve kurgusal yapılanmayı somutlaştıran bir görünürlükle inşa edilebilir. Kahramanların duygularına eşlik eden ya da kurgunun ilerleyişini tamamlayan atmosferin görünür yüzü olabileceği gibi anlatının, anlatıdaki tema ve duyguların; insan ve insanın değişme hallerinin kaydedildiği hafızalar olarak da görülür. Bu nedenle edebi eserdeki mekân kullanımı, metin içi (kurgusal) ve metin dışı (toplumsal) yapıların çözümlenmesinde öncelikli unsurlardan biridir. Safiye Erol’un Ülker Fırtınası (1946) romanının da -mekân bağlamında metin içi ve metin dışı unsurları çözümlemede- anlamlı bir örnek olduğu söylenebilir. Bu romanda mekânlar, kurgunun odağında yer alan aşkın ölümsüzlük, bütünleşme, ayrılık gibi hallerinin en önemli tanığı olduğu gibi toplumsal değişimi görünür hale getiren önemli bir gösterge olma işlevini de yerine getirmektedir. Bu bildiride genelde edebiyat mekân ilişkisinin boyutları; özelde Safiye Erol’un Ülker Fırtınası romanında mekân kullanımı ve bu kullanımın önce yapıta etkileri sonra bireysel ve toplumsal anlamda nesnel gerçekliğin görüntülenmesine katkıları incelenecektir. The description of space in literature can be considered as the images of the sensibility which was shown by the individual and social sensitiveness in the perspective of past, present and future. In literary works, spaces transforms the realities into facts or senses as the parts of remembering, nostalgia, cultural background, sociological change and the effort to understand human soul.One of the significant characteristics of literature is its ability to reach the sense of reality by both using and pushing the limits of objective criterions. Literature not only loses its objective criterions in character descriptions and chain of events but also it can push the limits of them in the perception of space as the determining factor of the atmosphere which forms the concept of the future and surrounds the sense of the past and as the fast-going or stable indicator of mental atmosphere. Thus, in literary works, there are many meaning dimensions of using space. Spaces can be built with an appearence which concretizes the stratified and fictional set-upsupporting the theme. It can be both the apperent side of the atmosphere which completes the fiction or accompanies the feelings of the heroes and memories on which the theme, emotions and individuals are recorded. Therefore, using space in a literary work is one of the prior issues in analysing the fictional and social structures.It can be said that Safiye Erol’s novel “Ülker Fırtınası(1944)” is a significant example to analyse fictional and social elements according to concept of space. In this novel, spaces are not only the most important witnesses of love and its features such as immortality, being one soul and breaking up which are on the center of the fiction but also an indicator which makes the social change obvious.In this study, in general, the aspects of the relation between literature and space is analysed. Then, specifically, the usage of space in Safiye Erol’s novel “Ülker Fırtınası” and its contrubutions to reveal the objective reality in social and individual senses are examined.