Gelenek ve 1980 kuşağı şiiri
Özet
Türk şiirinde gelenek kavramına bakıldığı zaman özellikle Tanzimat ve Cumhuriyet sonrası dönemlerde kavramın bir sorunsal olarak gündeme geldiğini söylemek yanlış olmaz. Yeni Türk şiirinin süreç içerisinde ne zaman başladığı değilse de ne kadar devam ettiği sorusuna cevap vermek kolay değildir. Zira kaynağını mazmunlardan ve ilahî öğretilerden alan Divan şiiri geleneğini, Batı’dan gelen anlayışlarla eleştiren Tanzimat kuşağı şairlerinin de, Ayşe Fatma edebiyatından bıkıp öz şiire ulaşacaklarınadair manifesto yayımlayan Yedi Meşalecilerin de, biçimsel olarak dar kalıplara sığamadıkları için bütün şiir kurallarını kaldıran Garipçilerin de, Yeni Türk Şiiriadıyla kitap yayımlayan 80 kuşağı şairlerinin de yeni Türk şiirinin birer parçası olduğunu söylemek yanlış olmaz. Şiir ve gelenek sorunsalının başlangıç noktasına Tanzimat dönemi koyulurken sürecin son halkası olarak 80 Kuşağı düşünülebilir.Bu dönem şairlerinin kuşak şairi olarak adlandırılması, edebiyat tarihi içerisinde yapılan tasniflerde birhareket olmasa da topluluk olarak kabul edilmelerinin nedenlerinden biri de onların bireysel özellik gösteren ve tek tek incelenmesi gereken poetikalarından yapılabilen genellemelerdir. Ortak özellikleri olarak da adlandırabileceğimiz bu genellemelerde ilk sırayı kuşak şairlerinin geleneğe bakışı alır. 80 şiirinin genel özelliğini yansıtması bakımından da önemli bir hâle gelen gelenek algısını kuşak şirinin diğer özellikleri gibi bireysel boyutta ele alabiliriz. Yanı sıra bu bireyselliklerden çıkaracağımız sonuçlarla genel bir değerlendirmenin içinde de inceleyebiliriz. Kuşak şairlerinin ve geleneği kullanma biçimlerindeki bu farklılıklar şiire bakma ve şiiri oluşturma biçimlerindeki çoğulcu anlayışın da fotoğrafıdır. Bu bildiride 1980 Kuşağı şairlerinin gelenek algısı ve geleneğin şiirlerindeki yansımaları değerlendirilecektir. It can be suggested that the term tradition emerged as a problematic especially in Tanzimat(Reorganization) and Post Republican periods in Turkish poetry. Although it is relatively easy to determine when the new Turkish poetry emerged, it is not easy to determine exactly how long it lasted. The reason for this uncertainty is that one can claim that both Tanzimatpoets, who, having been influenced by Western tradition, criticized Divanconvention; and Yedi Meşaleciler, who adopted the idea of ‘art for art’ssake’; and Garipçiler, who did not comply to and thus removed every single rules of poetry; and poets of the 1980s, who published a book named Yeni Türk Şiiri (New Turkish Poetry) are all components of the new Turkish poetry. Tanzimatperiod can be considered a starting point of this problematic of poetry and conventions, while the generation of the ‘80s can be regarded as an end point of the problematic.One of the reasons for why the poets of that period are called the poets of their generation is that it is possible to make some generalizations from each poet’s individual poetics. This possibility also explains why, in literature history, they are regarded as a society rather than a movement. These poets’ perception of conventions comes first among thesegeneralizations or common features. We can deal with this perception of convention, which is important in that it reflects the overall picture of the poetry in the 80s, in an individual way, like with other features of poetry of generation. Or else, having done an individual evaluation, we can deal with this perception in a general way. There are some differences among the poets of the 1980s in using a literary convention, and these differences affect their perspectives and writing styles. This study dealswith the 1980s poets’ perception of convention and reflection of their perception on their poems.